25 Haziran 2018 Pazartesi

POPÜLER KÜLTÜR; PROPAGANDA, REKLAMLAR

ÖZET:
(1-) Körü körüne bağlandığımız şeylerle,  ne yaparsa yapsın; "üzerine toz kondurmadığımız" kişilerle kurduğumuz bağlantı sağlıklı olamıyor. Ama ne üzücüdür ki popüler kültür aracı reklamlar şeyleri satmak, kişileri bizlere benimsetmek için kendi varlığının ötesinde bir anlam yükleyerek aktarım yapmak için.

(2) Propagandalar kutuplaşmaları körüklemek; kolay yönlendirebilir ve kolay isyan ettirilebilir, sürekli duyguları ön planda kitleler yaratmak için kullanılabiliyor.



Tasarım: A.Şükran Demiralp


GİRİŞ
“Bütün sanatlar, en yüce sanat olan ‘Yaşama Sanatına’ hizmet etmelidir.” BERTOLD BRECHT, 1954. (Çalışma günlüklerini tuttuğu notlarından, makalelerinden ve diyaloglarından yapılan “Edebiyat ve Sanat Yazıları” kitabından…)



Kaynak: 

A.Şükran Demiralp: Öyle ise, GERÇEK SANAT popüler kültürün = propagandaların bir aracı asla olAmaz. Aynen GERÇEK BİLİM GİBİ. GİRİŞ bölümü 28 Temmuz 2018'de eklendi. (Eklemeler genel olarak devam edecek...)

PROPAGANDA NEDİR?
Çok sayıda insanın düşünce ve davranışlarını etkilemek amacını taşıyan önceden planlanmış bir mesajlar bütünüdür. Propaganda tarafsız bilgi sağlama yerine, en temelde kendi kitlesini etkileyecek bilgiyi sunar. Vikipedi

Propagandanın özünde sürekli tekrarlar vardır; reklamlar aracılığı ile beyin yıkama, koşullama.


PROPAGANDA ARACI REKLAMLAR  BİZE NELER YAPAR?

Bir şeye; bir kişiye / bir eşyaya, "...kendi varlığının ötesinde bir anlam yüklenerek aktarım yapılırsa, o şey yavaş yavaş gerçek dünyadan kopar bilinç dışının sembolik evrenine doğru ilerler. Orada efsaneleşir, tanrılaşır, büyülü, tılsımlı güçlere kavuşur ve sonra da reklam karelerinden çıkıp sahnelerde, mitinglerde (kişi), mağaza raflarında (eşya) vb yerlerini alarak yine bize geriye döner. "
Tarık Emre Yıldırım

  • Bir tür düşünsel dizge olup çıkar sonunda. Her şeyi kendi diliyle açıklar. Dünyayı yorumlar.
  • Tüketimi demokrasinin yerine geçen bir şeye dönüştürmüştür... Toplumda demokratik olmayan her şeyi örtbas etmeye, bu eksikliklerin bedelini ödemeye de yardım eder. Üstelik dünyanın geri kalan kesiminde yer alan olayları da gözlerden siler.
  • Her birimize bir nesne daha satın alarak kendimizi veya yaşamlarımızı değiştirmemiz önerilir. O nesnenin bizi bir bakıma zenginleştireceğine inandırmak ister. Ancak, örn. ölüm, terör gibi olaylar ile aynı sayfaya konmaları / birbirinden ayrılmaması- bütün bunlar aynı kültürün işidir.
  • Dünyayı yorumlayışı ile dünyanın aslında içinde bulunduğu durum arasındaki uyuşmazlık apaçık ortadadır. Bu uyuşmazlık zaman zaman haber öyküleri yayımlanan renkli dergilerde açıkça görülür. Böylesi bir uyuşmazlığın yarattığı sarsıntı oldukça büyüktür.
  • Gösterilen iki dünyanın bir arada gerçekten var olmalarından değil bunları alt alta koyan kültürün aldırmazlığından geliyor bu sarsıntı. Bu uyuşmazlığın yan yana istenerek getirilmediği söylenebilir (mi?)...


Döngüler?

Ancak seçime 3 kala, 

Çıktı matematik ve mantık tekraarr piyasaya, 

Daha önceleri nerelerdeydiniz?

Yollarda kaldı gözlerimiz!

Hani soruna götüren yolla çözüm olmazdı?

Hani hep aynı şeyleri deneyen akıllı olamazdı?
Bu paylaşımlarda "Beğen"i tıkladınız,
"Beğen"diğinizi de paylaştınız!
Bu böyle zincirleme gitti!
Ama saadet getiremedi?
Bir gaz kütlesinin hareketlerini bilir misiniz?
Belirli ve belli kanunlara uygun biçimde davranır!
Başkalarına "sürü" derken, 
Yani, kısaca, siz, biz, ...
Hangi sürüdeniz?
Dokunulmaz başka başka.. 
Kalıplarımız nelerdir?
Beni kategorize etme,
Beni sürüleştirme..
Ben tipik bir x burcu insanı değilim!
Ben tipik bir "şu" / "bu " değilim!
Ben parmak izim gibi farklı bir bireyim!
"Ben"i sürüleştiren kim? 
Yine ben miyim?
Korkularım, dürtülerim, kör inançlarım..
Benim aklımla kontrol edemediklerim..
Anlayamadığım bilimsel akıl!
Ama tükettiğim bilimin yan ürünü olan,
Akılsızca tüketildiğinde,
Teknoloji denilen tek dişi kalmış canavar?
Şimdi, gerçekten kalıpları(nı) gözden geçiren kaç kişi var? 
A.Şükran Demiralp
 13/3/2015

Derleyen: A.Şükran Demiralp, 26 Haziran 2018

2 Haziran 2018 Cumartesi

ÇÖZÜMLER?

(1) Gerçekler aşağıdaki linkte, ama; "kimine açık büfe, kimi açliktan öle?":
 https://www.facebook.com/…/a.14187944250…/1706796026216455/…"

(3) Ruhsal Hastalıklara Bağlı Hastalık Yükü

Prof. Dr. Cengiz KILIÇ
HÜTF Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

Birçok ülkede yapılan toplum taramaları ruhsal hastalıkların sanılandan çok daha yaygın olduğunu göstermektedir. Son on yıl içinde benzer yöntemle 17 ülkede yapılan çalışmalarda herhangibir ruhsal hastalığın varlığı son 12 ayda % 4.5-26 arasında bulunmuştur. Ülkemizde tüm toplumu temsil eden Türkiye Ruh Sağlığı Profili çalışmasında da 12 aylık yaygınlık %17.2 bulunmuştur. Bu oranlar toplumda altı kişiden birinde tanı konacak düzeyde ruhsal hastalık bulunduğunu göstermektedir. 

Toplumda ruhsal hastalık yaygın olmasına rağmen hastalığı olanların pek azı yardım aramaktadır. Türkiye Ruh Sağlığı Profili çalışmasında, ruhsal sorunu olanların %14’ünün herhangi bir tedaviciye başvurduğu saptanmıştır. Bu oranlar tedaviye ihtiyacı olan milyonlarca kişinin tedavisiz kaldığını göstermektedir. Ruhsal hastalıklar sık görülmelerine ek olarak ciddi yeti yitimine (işten güçten kalmaya) neden olurlar; birçok bedensel hastalığın aksine genç yaşta ortaya çıkarlar, üstelik çoğu kroniktir, hatta ömür boyu sürebilir. 

Bu nedenle önemli işgücü kaybına yol açmaktadır ve hem doğrudan hem de dolaylı ekonomik maliyeti yüksektir. Ruhsal hastalıkların en az bedensel hastalıklar kadar insanların işlerini ve günlük yaşantılarını etkilediği ortaya konmuştur. Nöropsikiyatrik durumlar yeti yitimi içinde geçen yaşam yıllarının %31’ini oluşturmaktadır. Yetiyitimi içinde geçen yılların önde gelen nedenleri sıralamasında, ilk sırada yer alan 20 sağlık durumunun 5 tanesi (unipolar depresif bozukluk, alkol kullanım bozuklukları, şizofreni, bipolar afektif bozukluk ve Alzheimer ve diğer demanslar) ruhsal sorunlardır. 

Ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasında çeşitli genetik ve çevresel koşulların, ve bu koşulların etkileşiminin sorumlu olduğu biliniyor. Bu nedenle ülkemiz için ruhsal ihtiyaçlar arasında ruhsal hastalıkların erken tanınma ve tedavisini sağlayacak şekilde toplum eğitimi, herkesin ulaşabileceği, yaygın ve nitelikli ruh sağlığı hizmetlerinin sağlanması kadar anne babadaki bedensel hastalıkların önlenmesi, sağlıklı gebelik.