18 Aralık 2019 Çarşamba

MÜZİSYEN, PİYANİST, ARAŞTIRMACI OĞUZ DEMİRALP

Oğuz Demiralp'in Youtube kayıtlarından (solda, sarı alana TIKlayabilirsiniz):

(1)TANGOLAR:

Tango da farklı kültürlerin geçirgenliğinin ve yaşanmışlıklarla yeniden yorumlanmasının bir örneğidir:

İzleyeceğiniz bu ilk video sesli ve yazılı TANGO TARİHİ anlatımı ve bir Tango parçasından; Fransız besteci Carlos Gardel'den (1890 – 1935) "Por Una Cabeza", oluşur: https://www.youtube.com/watch?v=FnOvWQkWVP4

İtalyan besteci Gian Vittorio Mascheroni'den (1895 – 1972) Güllerin Tangosu (Tango Of Roses); ilk yorum: https://www.youtube.com/watch?v=hRAxv4TJI1E&feature=youtu.be, ve Oğuz Demiralp ilkinde armonik hata olduğunu söylediği için ikinci yorum: https://www.youtube.com/watch?v=3fJ3-SaS78k

Brezilyalı besteci Ernesto Nazareth'den (1863 - 1934):
(1) Delicado Macidade (Gençliğe Adanmıştır): https://www.youtube.com/watch?v=a5-OUjD_X64 ve 

(2) Beija- Flor https://www.youtube.com/watch?v=LzQwFfdzqRE

(3) Bregerio: https://www.youtube.com/watch?v=yHbD1C4RjsM


Necip Celal Andel (1908 - 1957) ilk Türk Tango bestecidir. "Suna" isimli tangoyu Oğuz Demiralp piyano için uyarlarken: https://www.youtube.com/watch?v=PrflH8umUOI

Tango ritminde bir Arjantin Halk Şarkısı: "Canción de Buenos Aires": 

https://www.youtube.com/watch?v=jW4on2IvYQE

ÇOK KISA ÖZGEÇMİŞ - Oğuz Demiralp kimdir?

Oğuz Demiralp, Yıldız Teknik Üniversitesi, Müzik ve Sahne Sanatları, Duysal Tasarım bölümünden mezundur.


https://www.youtube.com/channel/UCr0e7s5c9e5XFx22vIQp2XQ


A.Şükran Demiralp, 18 Aralık 2019

Devam edecek...

29 Ekim 2019 Salı

POPÜLER KÜLTÜR, İNDİRGEMECİLİK ...

Milan Kundera; Roman Sanatı'ndan: 

"İnsan, Husserl'in sözünü ettiği 'yaşam dünyası'nın uğursuzca karardığı ve varlığın unutulduğu gerçek bir indirgeme burgacı içinde bulunmaktadır. 

Peki ama eğer romanın var olma nedeni 'yaşam dünyası'nı sürekli bir ışık altında tutmak ve bizi 'varlığın unutuluşu'ndan korumaksa bugün her zamankinden daha gerekli olması gerekmez mi? Bana kalırsa evet. Ama ne yazık ki, roman da sadece dünyanın anlamını değil, eserlerin anlamını da indirgeyen indirgeme termitleri tarafından kemirilmiştir. 

Roman (kültürün tümü gibi) gitgide kitle iletişim araçlarının eline düşmüştür; bunlar, gezegen tarihinin birleştirilmesinin memurları olduklarından indirgeme sürecini genişletip yönlendirir; bütün dünyaya daha çok insan tarafından, herkes tarafından, bütün bir insanlık tarafından kabul edilebilecek basitleştirmeleri, klişeleri yayarlar. Ve farklı organlarında farklı politik çıkarların kendini göstermesinin de fazla bir önemi yoktur. Yüzeydeki bu farklılığın arkasında ortak bir zihniyet hakimdir. Time'dan Spiegel'e, soldan sağdan, Amerika'dan ya da Avrupa' dan birtakım politika dergilerinin sayfalarını karıştırmak yeter; hepsi de aynı içeriğe, aynı köşe yazılarına, aynı gazetecilik biçimlerine, aynı söz dağarcığına ve aynı üsluba, aynı sanat zevkine ve önemli gördükleri ya da anlamsız bulduklarına göre benimsedikleri aynı hiyerarşiye yansıyan aynı hayat görüşüne sahiptir. Kitle iletişim araçlarının politik çeşitlilikleri arkasında gizlenen bu ortak ruh, zamanımızın ruhudur. Bu ruh bana romanın ruhuna aykırıymış gibi geliyor. 

Romanın ruhu karmaşıklıkların ruhudur. Her roman, okuyucusuna şöyle der: 'Durumlar senin düşündüğünden karışık.' Bu, romanın ezeli gerçeğidir; ama sorudan önce gelen ve onu dışlayan basit ve hızlı cevapların patırtısı içinde sesini gitgide daha az duyurmaktadır. Zamanımızın anlayışına göre, ya Anna haklıdır ya Karenin; ve bize bilmenin zorluğundan ve ele geçirilemeyen gerçeklikten söz eden o eski Cervantes bilgeliği sıkıcı ve yararsız görünmektedir. Roman ruhu sürekliliğin ruhudur: Her eser kendinden önceki eserlere bir cevaptır, her eser romanın daha önceki bütün deneyimlerini içinde barındırır. Ama zamanımızın anlayışı romanı, son derece yayılmacı, son derece geniş yapısıyla geçmişi ufkumuzdan kovan ve zamanı sadece şimdiki ana indirgeyen güncelliğe dayandırmıştır. Bu sistem içine sokulan roman artık bir eser olmaktan çıkar (yani sürekli olmaya, geçmişle geleceği birleştirmeye adanmış bir şey) ve tıpkı diğer olaylar gibi güncel bir olay, yarını olmayan bir hareket haline gelir."

Roman'ın başına gelen hepimiz ve hatta her şey için; bilim dahil, geçerli görünüyor; * Popüler Kültür'ün indirgemeciliği, kutupsallaştırıcılığı, gözü kara yayılmacılığı, yıkıcılığı, tüketiciliği,... ile.
Derleyen: A.Şükran Demiralp, 29 Ekim 2019

* https://asukrandemiralp1.blogspot.com/2018/06/populer-kultur-propaganda-reklamlar.html

26 Ekim 2019 Cumartesi

İRDELEMELER: TARİHSEL KÖKLERE DOĞRU -Yayılmacılık, Kurnazlık, Sömürgecilik

 BİLİMSEL BİLGİ'nin gücü, hiç değilse günümüzde, aşağıdaki örneklerdeki gibi bilginin KÖTÜ kullanımını nasıl engelleyebilir? En yaratıcı çözüm bu olabilir; eğer bulabilirsek. 

Astrofizikçi Neil deGrasse Tyson

ÖRNEK -15.yüzyıl'dan:
@neiltyson: "Columbus, yaklaşmakta olan bir ay tutulması olduğunu biliyordu ve İspanya'ya geri dönebilmek için, yerlileri kazandıkları yiyecek stoklarını vermezlerse DOLUNAY'ı ORTADAN KALDIRMAKLA tehdit etti."



ÖRNEK - 19.yüzyıl'dan:  
Bilim Tarihçisi Osman Bahadır'ın yazısından: "Flaubert budalalığı keşfetmişti. Açık yüreklilikle şunu söyleyeceğim, bilimsel aklından o kadar gurur duyan bir yüzyılın en büyük keşfi bence budur. Elbette, Flaubert'den önce de budalalığın * varlığından kimsenin kuşkusu yoktu ama bu biraz farklı anlaşılıyordu:" http://asukrandemiralp1.blogspot.com/2017/06/bilim-ve-budalalk.html

Budalalık / Aptallık kavramına genel bakış: https://bit.ly/32QnInz


Örnekler / örnek linkler eklenmeye devam edecek....

Derleyen: A.Şükran Demiralp, 26 Ekim 2019

25 Temmuz 2019 Perşembe

Hangi İlaçlar Terletir?




Terleten İlaçlar:
  • Aspirin
  • Parasetamol 
  • İnsülin
  • Oral antidiabetikler
  • Antiemetikler
Kaynak: Dr. Tuncay Filiz

Aspirin, Parasetamol, İnsülin, Oral antidiabetikler genel olarak az çok bilindiği için, en azından benim daha az bilindiğini sandığım antiemetik ilaçlar hakkında genel bilgileri aşağıda derledim. Bu ilaçlar bir çok alanda kullanılan farklı türleri de içeriyor. Basit olarak emetik kusturucu madde / ilaç anlamında, antiemetik ise kusma ve bulantıyı önlemek için kullanılan ilaç anlamında. Aşağıdaki tablolarda görebileceğimiz gibi, kusma ve bulantıya iyi gelebilen ilaçlar aslında başka amaçlar için de kullanılabiliyor. Belki de siz bunlardan en az birini kullanıyor da olabilirsiniz. Bu durum bir konuyu hemen akla getirebilir; kusmayı gerektirecek durumlarda antiemetik ilaç kullanımı konusu? 


ANTİEMETİK İLAÇLARIN SINIFLANDIRILMASI; İKİ FARKLI KAYNAK:

(1):




(2):
*Farmakolojik etki kalıplarına göre antiemetik ilaçlar beş grup halinde incelenir:
• Tropan alkaloitleri-Parasempatolitikler 
• H1 -Antihistaminikler 
• Nöroleptikler-Antidopaminerjikler -Fenotiyazinler - Benzamit ve benzimidazolon türevleri 
• 5-Hidroksitriptamin (serotonin) antagonistleri 
• Vitamin B6 (piridoksin hidroklorür)
Kaynak: 
https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/42648/mod_resource/content/0/Emetik%20ve%20Antiemetikler.pdf

ÖNEMLİ: Bu sınıflama içine giren her ilaç herkesi terletir denilemiyor. Bir örnek: Bir arkadaşımız, sanırım bir tür nöroleptik kullanımında terlerken ilaç değiştirilince diğerinde terlemesi kesilmiş. Elbette ilacın değiştirilmesi konusuna ilacı yazan uzmanla karar vermek gerekiyor. (İlacın doğrudan etkisi, terletme yan etkisinden daha fazla olabilir? vb...)

Sorulara göre derleme genişleyebilir.

Derleyen: A.Şükran Demiralp, 26 Temmuz 2019

24 Temmuz 2019 Çarşamba

İLAÇ – İLAÇ, HASTA - HEKİM, HASTA - HASTA, HEKİM – HEKİM ETKİLEŞİMLERİ ...


Bir öykü: Alerji, romatizma gibi sıkıntıları nedeni ile ilaç kullanan (Kortizon + İmuran+ 6 ayda bir kemoterapi), bronşiti, sigara kullanım geçmişi ve birinci dereceden akrabasında akciğer kanserinden ölüm öyküsü olan bir hasta, akciğer kanserine yakalanınca yoğun kemoterapi tedavisi başlıyor. 3 ay civarında aralıklı kemoterapilerden sonra yapılan tetkik ve tahliller sonucu ilk etap tedavinin yanlış planlandığı söylenip hastaya yeni bir ilaç kombinasyonu ile kemoterapi uygulanıyor. Tetkik ve tahlil sürecinde hastanın kan değerlerinin düştüğü; trombosit (kanın pıhtılaşmasını sağlayan) sayısında azalma, kan gazlarında düşüş ve tedavinin beklenen yararı ile çelişen diğer durumlar ortaya çıkıyor.

Hastanın öyküsünü bilen, rutin ilaçlarını aldığı komşusu eczacı İmuran ve Kortizon kullanımının hala devam ediyor olmasından şüphelenip tanıdığı doktorlara danışarak normalde bu ilaçların kanser tanısı ile sonlandırılması gerektiğini söylüyor. Hastanın aklı iyice karışıyor. Kanser deneyimi yaşamış ve eşi de bir bağışıklık sistemi hastalığı olan Behçet hastalığı dolaysıyla İmuran kullanan yakınına danışıyor. Bu yakını eşinin durumunu ve ilaçlarını da yakından izlediği için İmuran’ın bağışıklık sistemini BASKILAYAN (zayıflatan) bir ilaç olduğunun bilincinde: “KANSER de bağışıklık sistemi zayıflığı ile ilgili; bu durumda hem kanser, hem de Imuran + Kortizon kullanımının devamı gözden kaçmış bir durum olabilir mi?” diye düşünerek akciğerler konusunda bir uzmana danışıyor. Uzman: “Haklısınız. Imuran ve kortizon vücudun kansere karşı savaşını zayıflatan ilaçlardır. Ama alması gerekiyorsa yapacak şey yok. Doktorun bilmesi yeterli “ diyor.

SONUÇ:  Hasta doktoruyla konuşuyor. Bu hastanın koşullarında Imuran ve Kortizon kullanımı sonlandırılıyor. Kemoterapi devam ediyor.

ÖNEMLİ: Her hastanın koşulları kendine özeldir. Yeni ilaç kullanımının planlandığı aşamalarda halen kullanmakta olduğumuz ilaçları da uzmanlara mutlaka hatırlatalım.

Başka neler yapılabilir? 

A.Şükran Demiralp, 24 Temmuz 2019

19 Temmuz 2019 Cuma

Biz mi seçiyoruz?


Gen – Çevre Etkileşimleri

Seçimlerimiz ne kadar bireysel olabilir? Bunun bilincinde olursak neleri değiştirebiliriz?
Aşağıda bulduğum - derlediğim bilgileri gözden geçirerek anlamaya çalışıyorum.
Devam edecek...
A.Şükran Demiralp, 19 Temmuz 2019

(1): "Hayattaki Yanlış Seçimleriniz DNA Yoluyla Gelecek Nesillere Aktarılabilir
Yeni araştırmalar ilk defa, zayıf yaşam tarzımızın çevresel stres etkenlerinin ve travma izlerinin DNA boyunca gelecek nesillere aktarılabildiğini, potansiyel olarak çocuklarımızı zihinsel rahatsızlıklara ve obeziteye karşı daha eğilimli hale getirdiğini gösterdi.

Bilim adamları, kıtlık gibi önemli travmatik olayların izlerinin bir sonraki jenerasyonlara aktarılabildiğini zaten biliyordu; fakat ilk kez mekanizmayı onu gerçekleştiren şeyle beraber gözlemleyebildiler ve daha öncesinde kabul edilenin aksine yavrularımız için genetik olarak temiz bir sayfa açılmıyor.
DNA'mız devamlı olarak epigenom olarak bildiğimiz şey boyunca çevremiz tarafından değişime uğrar. Temelde epigenetik değişiklikler, DNA'mızdaki hangi genlerin yaşamımız boyunca kullanılıp hangilerinin kullanılmayacağına etki eden değişikliklerdir. Bu durum, sağlığımız üzerinde oldukça derin bir etkiye sahip oldukları anlamına gelir. Fakat bunun öncesinde, bilim insanları tüm bu epigenetik değişimlerin (diyet ve stres seviyelerimiz gibi şeylere etki eden) sperm ve yumurta hücreleri boyunca aktarılamadığını ve her bir jenerasyonun hayata temiz bir sayfa ile başladığını düşünüyordu.
“Tüm jenerasyonlardaki bilginin, yeni döllenmiş yumurtanın gelişimini düzenlemek için daha fazla bilgi eklenmeden önce sıfırlanması gerekmektedir. Bu, bir bilgisayar diskini yeni veriler eklemeden önce temizlemeye benzer,” Azim Surani, Cambridge Üniversitesi, araştırmaya öncülük eden kişi.
Ekibin insanlardaki bu epigenetik silme sürecini tanımlaması ilk defa mümkün oldu ve bu çevresel değişikliklerin tamamında temiz bir sayfanın açılamayacağı gösterildi. Aslında araştırma, DNA'nın yaklaşık %5'inin yeniden programlamaya karşı direnç gösterdiğini ve hatalarımızın bir sonraki jenerasyona aktarıldığını ortaya çıkardı.
Araştırmacılara göre, bu silinmeye karşı dirençli genler özellikle beyin hücrelerinde aktif durumdalar ve şizofreni, obezite ve metabolik bozukluklar gibi koşullar ile de bağlantılılar.
“Çalışmamız bize, bir sonraki jenerasyona aktarılmasa da potansiyel olarak gelecekteki jenerasyonlara aktarılabilecek epigenetik bilginin potansiyel genom bölgelerinin iyi bir kaynağını verdi.” Walfred Tang, Çalışmanın başyazarı. “Şunu biliyoruz ki bu bölgelerin bazıları farelerdekiyle aynı, bu durum bize onların işlevini incelemek için büyük bir fırsat sağlayabilir.”
Cell dergisinde yayımlanan araştırma, bize iyi genlerin sağlıklı çocukları sağlamak için yeterli olmadığını gösterdi. (DNA'mızı sağlıklı bir şekilde korumamız gerektiğini de...)
Hala tam olarak neyi aktarıp neyi aktaramayacağımız hakkında öğrenmemiz gereken çok şey var ve ekip şu sıralar bu çevresel değişikliklerin birden fazla jenerasyona miras bırakılıp bırakılamayacağı üzerinde çalışmalarını sürdürüyor."
Kaynak: Biyoloji - 08 Haziran 2015
Betül Cansu, Fizikist: Bu yazı, http://www.sciencealert.com/new-evidence-suggests-you-can-p… adresinde yer alan yazının çevirisine dayanmaktadır.


(2): “Epigenetics: The Science of Change”   

(3): Epigenetik fenomen, özellikle canlıların embriyodan yetişkin bireye doğru ilerleyen gelişim sürecinde gözlemlenen, hücre farklılaşmaları sırasında ortaya çıkan gen ifadesindeki değişikliklerde önemli rol oynamaktadır.

Epigenomik, epigenetik ve genom bilimlerinin heyecan verici yeni bir dalıdır ve tek bir genden çok daha büyük bir alanda, yani tüm genom çapında, meydana gelen epigenetik modifikasyonları inceler.


(4): "3.       Çevresel etkenler ağırlık mı? Öyleyse, çevresel etkenler herkes için geçerli ve diğer her şeyle (1, 2 dahil) etkileşimli değil mi?"

11 Temmuz 2019 Perşembe

Sürekli İlaç Kullanımında Ortaya Çıkabilecek Etkiler

Sinüzit ve başağrısı nedeni ile, gerekli doktor kontrollerini yaptırmadan, sürekli ağrı kesici kullanan bir arkadaşımızda, ağrı kesici kullanımına da bağlı olabilen kronik böbrek rahatsızlığı başlıyor. 

Bir diğer arkadaşımızda, bel ağrıları nedeni ile kullandığı ağrı kesiciler midesine dokunduğu için sürekli mide koruma hapı almasına bağlı yoğun kemik kaybı seyrediyor. Neredeyse sırtındaki tüm omurlara, kemik ve kıkırdak kaybı nedeni ile ameliyatla platin takılıyor.

Antipsikotik, antidepresan ve sakinleştiriciler genelde iştah açar. Uyku hali oluşturur. 

İlacın olası yan etkilerini doktorunuzla konuşmaktan, ilaç prospektüslerini okumaktan korkmayınız; bir çok kişinin deneyimini içerir. Okurken yan etkiler herkeste aynen olacak diye bir beklentiye girmeyiniz. Genetik geçmişimiz; ailemizde geçmişte ve şimdi yaşanan genetik ağırlığı da olan hastalıklar yan etki mekanizmasını etkileyebilir. Buna bağlı kan testlerini yaptırmanız gerekebilir. Örneğin aşırı kilo artışı söz konusu ise, kan şekerinize baktırmanızı doktorunuz isteyebilir vb...

Unutmayalım, ilaca olan inanç da etki mekanizmasını etkileyebiliyor: 
https://asukrandemiralp1.blogspot.com/2019/05/plasebo-ve-nosebo-etkileri.html.

"Tıp sadece ilaç vermekten ibaret oldukça, zeka ya da düşünceye çok az yer kalır": 
http://asukrandemiralp2.blogspot.com/2016/12/hastalklarla-uzlasma.html

Derleyen: A.Şükran Demiralp, 11 Temmuz 2019




1 Temmuz 2019 Pazartesi

BİLİMİ ve KENDİMİZİ ANLAYABİLMEK; Nasıl?





TS / Tik Bozukluğu tanılarını almış olduğunu varsaydığımız onlarca arkadaşlarımıza: “Sizde KOPROLALİ veya İRADE DIŞI KÜFÜRLER ve MÜSTEHCEN KONUŞMALAR ne sıklıkta?diye sorduk. Yanıt sadece 7 kişiden geldi: 6 kişi hemen her gün KOPROLALİ yaşıyor, bir kişide ise hiç yok. Kişi sayısı az olunca, gerçeğe yaklaşma olasılığımız düşüyor. 


İlgili linkler: 

https://asukrandemiralp2.blogspot.com/2017/07/tourette-sendromu-ve-tikler.html

https://asukrandemiralp1.blogspot.com/2012/09/tumevarm-tumdengelim-akl-sezgi-kaos-ve.html

http://asukrandemiralp2.blogspot.com/2016/11/arastirma-hastasi-ve-tourette-sendromu.html

Derleyen: A.Şükran Demiralp, 1 Temmuz 2019

21 Haziran 2019 Cuma

SEÇİMLER - VARLIKLAR - ÇIKAR ÇELİŞKİLERİ


(1):


         İBB Başkanlığı için yapılan (31 Mart 2019) ve yapılacak (23 Haziran 2019) seçimler öncesi adaylar varlıklarını açıkladılar mı?
Seçim öncesi olması gereken en anlamlı davranış: #AdaylarVarlıklarınıAçıklasın
Özellikle de "Mal Varlıkları" yerine "#AdaylarVarlıklarınıAçıklasın" yazdım. Çünkü, kişilerin t anındaki varlık nedeni (t-x) anlarında kurduğu ağlarla biçimleniyor. Ve en güçlü bağlar "#ÇıkarÇelişkileri" ile bağlananlar arasında görünüyor.
Tanım: “Bir çıkar çelişkisi eğer (önceki deneyimler ve nesnel kanıtlara dayanarak) durumların, koşulların akla yatkın bir şekilde bir kararın haksız bir şekilde diğer ikincil çıkarlardan etkilenebileceği bir risk yarattığına inanılıyorsa vardır. Belli bireyin ikincil bir çıkardan gerçekten etkilenip etkilenmediği önemli değildir. 
Buradan çıkan sonuç; çıkar çelişkisi potansiyeli olan her durum denetlenebilirse kişiler bireysel çıkar tuzağından kurtarılabilir.  
Örnek -1: Bir siyasi halka hizmet için seçildiği görevi kişisel çıkarları için kullanıyorsa; serveti giderek artıyorsa; seçilmeden önce kendisini destekleyen iş insanlarının seçildikten sonra ihaleleri kazanmasını sağlıyorsa Çıkar Çelişkisi’ne düşmüş demektir.
Ek olarak, ülkeler arası siyasi ilişkilerde de “Çıkar Çelişkileri” tanımlanabileceğini düşünüyorum. 


(2): 
          Belediyeler asli görev ve sorumluluklarını yerine getirmekte midir?

Öneri: Seçimlere katılan adaylar, her şeyden önce belediyenin asli görev ve sorumluluklarını ve bunların yerine getirilmesi sürecinin nasıl denetleneceğini, denetleyenlerin de nasıl denetleneceğini – “Çıkar Çelişkisi” potansiyeline dikkat- net olarak açıklasınlar

Örnek bir olay: BİR ÇOCUK sokak AYDINLATMA DİREĞİNDEN geçen KAÇAK ELEKTRİK AKIMINDAN ÖLDÜ.
Aşağıdaki HABER'e göre gerekli denetimleri yapmadığı için SORUMLULUK BELEDİYENİN.
HABER: "İstanbul EYÜP ilçesi Güzeltepe Mahallesi, parkta oynayan 12 yaşındaki BİR ÇOCUK, AYDINLANMA DİREĞİ üzerindeki KAÇAK ELEKTRİK AKIMIna kapılarak ÖLDÜ.
Neden: OLAY YERİNE GELEN Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Sekreteri Mustafa Aydın: SORUNUN ihmal OLDUĞUNU; DİREĞİN TOPRAKLANMADIĞINI ve KAÇAK AKIM RÖLESİNİN ÇALIŞMADIĞINI belirtti.
50 miliamper elektrik aşımını geçmemesi için kaçak akım rölesi ve topraklanma her yerde yapılmalı."
HABER: Evrensel – 20 Haziran 2019

Derleyen: A.Şükran Demiralp, 20 Haziran 2019

19 Haziran 2019 Çarşamba

Hepimiz İçin Daha Mutlu Bir Dünya

Hepimiz bir süreliğine misafirken bu dünyada

Daha mutlu bir insanlık için çabalamak

Aramıza katılan yeni canlara

Daha güzel bir dünya bırakmak

Nasıl?

Şöyle rahat soluk alabileceği, yürüyebileceği…

Meraklarını yeni meraklara sürükleyebileceği,

Doğanın tınılarını, renklerini içinde duyumsarken,

Üretebileceği ve mutlulukla paylaşabileceği

Böyle içten bir dünya

Gerçekleşebilir belki hala

Düşüncelerimiz, düşlerimiz ve eylemlerimizle

Gerçekleşebilir…

A.Şükran Demiralp, 19 Haziran 2019


Fotoğraf: Mehmet Demiralp, 21 Haziran 1983, Üsküdar

20 Haziran 1983, oğlumuz Oğuz Demiralp dünyamıza hoş geldin.



5 Haziran 2019 Çarşamba

YÜKSEK FAYDA ve DÜŞÜK RİSK; Bilimsel Yöntemin Özü

Toplumda zaman zaman uzman olmayan kişilerce / etik davranmayan uzmanlarca 'ben tedavi ettim, oldu' türü durumlarla karşılaşabiliyoruz. Bu gibi durumlarla baş edebilmek için ETİK KURALLARA DAYANAN BİLİMSEL YÖNTEMi kavramaya çalışmak sağlam bir yol olabilir; yüzmeyi öğrenelim de denize düşünce her önümüze gelene sarılmak zorunda kalmayalım diye :
Etik ve Bilimsel tedavi uygulamaları YÜKSEK FAYDA ve DÜŞÜK RİSK hedefliyor. Bu nedenle BİLİMSEL YÖNTEM çok aşamalı ve sürekli test edilen yeni sonuçlara göre tekrar tekrar ele alınan süreçlerden oluşuyor. Dolaysıyla tedaviye BAŞARILI vd denebilmesi için öngörülen yöntemler; belli sürelerle yapılan deneyler ve sonra standart yöntemlerle ölçme ve değerlendirmeler söz konusu oluyor.
Ekteki dosyadan alıntı: "Laboratuvar materyallerinde veya belirli kriterlere uygun olarak seçilmiş deney hayvanları, hasta grubu ya da toplumda; etkene maruz bırakma, ilaçla tedavi etme veya koruma gibi müdahalelerle oluşan etkinin (yarar, zarar, yan etki) kalitatif / NİTELİKSEL ve kantitatif / NİCELİKSEL olarak saptanması, kontrol olarak kullanılan uygulamalardan farklı olup olmadığının ortaya çıkarılması için düzenlenmiş araştırmalardır."
Deneysel araştırmalar pdf dosyası için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz: 
https://www.facebook.com/TSTikTakHip/posts/2451543438408373?__xts__[0]=68.ARCPTFKophKFxVb1uTE44giq1hsJ0ZANYJciwX_a4ROnxszcoUSJ4OEuRauKQcJlPA_V2eg-a_66bLvx4LWTjnIzgsQkMLOlhGe5JjpsiZqpkcZdOMPqfWORtIm8r3q82UQMwyzgTOLsHdrq8leo-b4pJYrQExVZVGDwc_29HI0AdVMuNIaCcxYbfLXuCw9bt8o39sV-hosTvmryxl_KrGfkb5dTdfydOC5tWWfnLVeU2IKmlc2qnGOyWnlslcfntbc7fI-yxpi-zU7Z9A7ctMGNtXag85nYZ7YNZ0m6EgyZ6NIc1-8gWlnBEJ_1L4M5CbPzTKGj_Hfn8LPrOcGLVs6h7_636ktwU-0o&__tn__=-R

Bilimsel olmayan yöntemler "fayda ve risk" hesabını da yapamazlar. Etik olmayan; bilimselmiş gibi görünenler ise nesnel olamazlar; faydayı ön plana çıkarırken riskleri saklamaya çalışırlar.

Nesnel bakışı anlamaya çalışmak:

http://asukrandemiralp2.blogspot.com/2018/07/implant-uygulamalari.html

Derleyen: A.Şükran Demiralp, 2 Haziran 2019


"Toplumda zaman zaman uzman olmayan kişilerce / etik davranmayan uzmanlarca 'ben tedavi ettim, oldu' türü durumlarla karşılaşabiliyoruz. Bu gibi durumlarla baş edebilmek için ETİK KURALLARA DAYANAN BİLİMSEL YÖNTEMi kavramaya çalışmak sağlam bir yol olabilir; yüzmeyi öğrenelim de denize düşünce her önümüze gelene sarılmak zorunda kalmayalım diye .."




13 mart 2020'de eklendi; 13 Mart 2019'dan:

"Bilim Bir Süreliğine; kabul edilebilir yeni modeller kurulduğunda değişir

BİLİM MODELLERLE ÇALIŞIR; modeller, belli koşullar altında basitleştirilmiş varsayımlara dayanır. Aynı sorun veya bir olay, bir gerçek farklı şekilde; basit / karmaşık modellenebilir. Farklı modellerle farklı çözümlere ulaşılabilir. Matematik doğru uygulansa da model yanlışsa yanlış sonuca ulaşılır.
Dolaysıyla MATEMATİK BİR ARAÇTIR.
DAHA İYİ MODEL kurduğumuzda ESKİNİN YERİNİ ALIR; BİLİM DEĞİŞİR ve GELİŞİR.
Bu nedenle ETİK KOŞULLAR ÇERÇEVESİNDE GÜVENİLİR OLAN 'BİLİMSEL YÖNTEM' dir.": https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10157833009208840&set=a.10150224127043840&type=3&theater

20 Ağustos 2020'de eklendi;
Aşı ve ilaç çalışmalarının da benzer şekilde Faz1, Faz2 ve Faz3 ile testten geçtiği konusuna bir örnek: https://twitter.com/neurolojist/status/1296327360799809537

28 Mayıs 2019 Salı

PLASEBO ve NOSEBO ETKİLERİ


Wikipedia: “Plasebo çalışmaları biyotıp ve sinirbilimden sosyal ve davranış bilimlerine ve beşeri bilimlere - Beşeri bilimler, doğal ve sosyal bilimlerin temel ampirik (deneysel) yöntemlerinden ayrılan, büyük oranda analitik, eleştirel veya spekülatif (kurgusal) yöntemler kullanarak insan durumunu inceleyen disiplinlerdir. -  kadar çok çeşitli disiplinleri kapsamaktadır.”


İnternet: Tıpta plasebo ve nosebo etkiler, hastalara bağlı beklenmedik durumların mekanizmalardan dolayı, etkisiz bir tedavinin uygulanmasından sonra veya aktif tedavilerin bir parçası olarak, klinik veya laboratuvar tıbbi bağlamlarında meydana gelen faydalı veya ters etkilere karşılık gelir.

NIH: “Sağlam ampirik kanıtlar artık plasebo ve nosebo etkilerin birçok durum için (örneğin ağrı, depresyon, Parkinson hastalığı, yorgunluk, alerji ve immün yetersizlikler) hem anlamlı hem de ölçülebilir olduğunu göstermektedir. Önemli olarak, plasebo ve nosebo etkiler, aktif farmakolojik veya diğer tıbbi tedavilerin etkinliğini ve tolere edilebilirliğini büyük ölçüde değiştirebilir.

Araştırmalar plaseboların normal tedavilerin bir parçası olarak kullanılması muhtemel kullanımıyla (örneğin, plasebo hapları) değil, daha da önemlisi, plaseboyu oluşturan mekanizmaların sistematik olarak kullanılması ve yerleşik tedavi stratejilerinin arttırılmasına yönelik nosebo etkilerle ilgilidir (örneğin; hasta-klinisyen iletişiminde beklentiler ve empati.)

Amerikan Tabipler Birliği (AMA), plaseboların klinik kullanımı hakkında, etik kurallar ışığında kılavuzda plasebo etkilerini en çoğa çıkarırken, nosebo etkilerini en aza indirebilecek açık bilgiler sunmaktadır. (Derleyen notu: Bu bilgiler daha sonra eklenecek.)”

Tıpta etik kurallar ve kodların içeriğine bakılmaksızın saf olmayan bir plasebo uygulaması olarak viral enfeksiyonlar için antibiyotiklerin reçete edilmesi gösterilmiş.
  
Kendi yaşamlarımızdan yola çıktığımızda ise çoğumuzun ilaç prospektüslerini (tanıtmalıklarını)okumaktan korktuğumuz gerçeğidir. Bu tanıtmalıklar  olası risk durumlarını da açıkça yazmak zorundadırlar. Bu riskleri yazarken de görülme sıklıkları da eklenir.  Yan etki(ler) çok seyrek görünen(ler) olsa da, bu bilgiler bazılarımızda nosebo etkisi yaratabilmektedir.

Neden bazılarımızda?” sorusu da plasebo – nosebo araştırmalarının kapsamı içinde olsa gerek?

Nörolog Dr. oliver Sacks: "Hastalıklarla Uzlaşma; kısmen bilince, kısmen de iradi kontrole bağlı olarak elde edilen düzeydir; http://asukrandemiralp2.blogspot.com/2016/12/hastalklarla-uzlasma.html"

"Bilinç Nedir?"

Derleyen:
A.Şükran Demiralp, 29 Mayıs 2019

Derleyenin görüşleri; koşullanmışlık:

Ve koşullanmışlıktan öte, araştırmalarla varılan bazı gerçekler; kullandığınız ilaç aşağıdakilerden ise ne olacak?  


Fotoğraflar: HBT, 12 Temmuz 2019, Sayı:172

https://www.health.harvard.edu/blog/common-anticholinergic-drugs-like-benadryl-linked-increased-dementia-risk-201501287667

Olayın Nosebo etkisi gerçek boyutunu katlayabilir? O ilaçları kullanmak zorundaysanız ne olacak? Bilim bu konuya ne kadar önem veriyor? Bu bir araştırma, ancak standart tedavi sağlık kurumlarında devam ediyor. Bu araştırmanın başka bilmem kaç araştırma ile desteklenmesi mi gerekir? Veya ne olursa olsun başka tedavi seçeneği bulunana dek O ilaçlara devam edilir mi? (ki sanırım böyle)  Bu konunun muhasebesi, kişilerin durumlarına göre ve içten bir uzmanla birlikte yapılabilir.   
(
1)  Plasebo?
 








(2) Nosebo?

EPİKTETOS (MS 50 –  MS 135): “İnsanları tedirgin eden olan biten değil, olan bitenle ilgili inandıkları.”