29 Ekim 2019 Salı

POPÜLER KÜLTÜR, İNDİRGEMECİLİK ...

Milan Kundera; Roman Sanatı'ndan: 

"İnsan, Husserl'in sözünü ettiği 'yaşam dünyası'nın uğursuzca karardığı ve varlığın unutulduğu gerçek bir indirgeme burgacı içinde bulunmaktadır. 

Peki ama eğer romanın var olma nedeni 'yaşam dünyası'nı sürekli bir ışık altında tutmak ve bizi 'varlığın unutuluşu'ndan korumaksa bugün her zamankinden daha gerekli olması gerekmez mi? Bana kalırsa evet. Ama ne yazık ki, roman da sadece dünyanın anlamını değil, eserlerin anlamını da indirgeyen indirgeme termitleri tarafından kemirilmiştir. 

Roman (kültürün tümü gibi) gitgide kitle iletişim araçlarının eline düşmüştür; bunlar, gezegen tarihinin birleştirilmesinin memurları olduklarından indirgeme sürecini genişletip yönlendirir; bütün dünyaya daha çok insan tarafından, herkes tarafından, bütün bir insanlık tarafından kabul edilebilecek basitleştirmeleri, klişeleri yayarlar. Ve farklı organlarında farklı politik çıkarların kendini göstermesinin de fazla bir önemi yoktur. Yüzeydeki bu farklılığın arkasında ortak bir zihniyet hakimdir. Time'dan Spiegel'e, soldan sağdan, Amerika'dan ya da Avrupa' dan birtakım politika dergilerinin sayfalarını karıştırmak yeter; hepsi de aynı içeriğe, aynı köşe yazılarına, aynı gazetecilik biçimlerine, aynı söz dağarcığına ve aynı üsluba, aynı sanat zevkine ve önemli gördükleri ya da anlamsız bulduklarına göre benimsedikleri aynı hiyerarşiye yansıyan aynı hayat görüşüne sahiptir. Kitle iletişim araçlarının politik çeşitlilikleri arkasında gizlenen bu ortak ruh, zamanımızın ruhudur. Bu ruh bana romanın ruhuna aykırıymış gibi geliyor. 

Romanın ruhu karmaşıklıkların ruhudur. Her roman, okuyucusuna şöyle der: 'Durumlar senin düşündüğünden karışık.' Bu, romanın ezeli gerçeğidir; ama sorudan önce gelen ve onu dışlayan basit ve hızlı cevapların patırtısı içinde sesini gitgide daha az duyurmaktadır. Zamanımızın anlayışına göre, ya Anna haklıdır ya Karenin; ve bize bilmenin zorluğundan ve ele geçirilemeyen gerçeklikten söz eden o eski Cervantes bilgeliği sıkıcı ve yararsız görünmektedir. Roman ruhu sürekliliğin ruhudur: Her eser kendinden önceki eserlere bir cevaptır, her eser romanın daha önceki bütün deneyimlerini içinde barındırır. Ama zamanımızın anlayışı romanı, son derece yayılmacı, son derece geniş yapısıyla geçmişi ufkumuzdan kovan ve zamanı sadece şimdiki ana indirgeyen güncelliğe dayandırmıştır. Bu sistem içine sokulan roman artık bir eser olmaktan çıkar (yani sürekli olmaya, geçmişle geleceği birleştirmeye adanmış bir şey) ve tıpkı diğer olaylar gibi güncel bir olay, yarını olmayan bir hareket haline gelir."

Roman'ın başına gelen hepimiz ve hatta her şey için; bilim dahil, geçerli görünüyor; * Popüler Kültür'ün indirgemeciliği, kutupsallaştırıcılığı, gözü kara yayılmacılığı, yıkıcılığı, tüketiciliği,... ile.
Derleyen: A.Şükran Demiralp, 29 Ekim 2019

* https://asukrandemiralp1.blogspot.com/2018/06/populer-kultur-propaganda-reklamlar.html

26 Ekim 2019 Cumartesi

İRDELEMELER: TARİHSEL KÖKLERE DOĞRU -Yayılmacılık, Kurnazlık, Sömürgecilik

 BİLİMSEL BİLGİ'nin gücü, hiç değilse günümüzde, aşağıdaki örneklerdeki gibi bilginin KÖTÜ kullanımını nasıl engelleyebilir? En yaratıcı çözüm bu olabilir; eğer bulabilirsek. 

Astrofizikçi Neil deGrasse Tyson

ÖRNEK -15.yüzyıl'dan:
@neiltyson: "Columbus, yaklaşmakta olan bir ay tutulması olduğunu biliyordu ve İspanya'ya geri dönebilmek için, yerlileri kazandıkları yiyecek stoklarını vermezlerse DOLUNAY'ı ORTADAN KALDIRMAKLA tehdit etti."



ÖRNEK - 19.yüzyıl'dan:  
Bilim Tarihçisi Osman Bahadır'ın yazısından: "Flaubert budalalığı keşfetmişti. Açık yüreklilikle şunu söyleyeceğim, bilimsel aklından o kadar gurur duyan bir yüzyılın en büyük keşfi bence budur. Elbette, Flaubert'den önce de budalalığın * varlığından kimsenin kuşkusu yoktu ama bu biraz farklı anlaşılıyordu:" http://asukrandemiralp1.blogspot.com/2017/06/bilim-ve-budalalk.html

Budalalık / Aptallık kavramına genel bakış: https://bit.ly/32QnInz


Örnekler / örnek linkler eklenmeye devam edecek....

Derleyen: A.Şükran Demiralp, 26 Ekim 2019