14 Aralık 2018 Cuma

"KAZALAR üzerine: Öğretimden ÇOK HATIRLAMALARA GEREKSİNİM OLDUĞU" üzerine; Kaynak: "Bilimin Arka Yüzü"

Rus uzman, Ankara’daki tren kazasının olası nedenlerini açıkladı

© AA / Mehmet Ali Özcan

24 Kasım 2019:  Gorbaçov: "Çernobil'de milyonda bir ihtimal olarak aynı anda 7 hatanın bir arada olması?" (27.dakika) 

https://twitter.com/cengizozakinci/status/1198512296953290752

---------------------------------------------------------------------------------------

1986 Yılının İlk Yarısından İki Kaza; Çernobil ve Challenger Uzay Mekiği

Bu kitapta katılmadığım bazı yorumlar olabilir. 
Ancak vurguladığı bence en önemli konu; yadsınamaz bir GERÇEK: 
Geçmişte olup biteni belgelere dayanarak İRDELEYEBİLMEK.... 

ALDIRMAZLIK hastalığının NEDEN -SONUÇ ilişkisini görebilmek.
BİLGİLERİ başkalarına AKTARABİLMEK ve İNSAN - MAKİNE etkileşimini 
DOĞRU DEĞERLENDİREBİLMEK (günümüzde yapay zeka vs)

ÇERNOBİL ve CHALLENGER UZAY MEKİĞİ  KAZALARINDA ihmal edilen; 

"Bilginin kullanmak ve disiplinin ise uygulamak için olduğu gerçeği..."


Dünya Tarihinde Nükleer Kazalar 


1957 Yılı Kyshtym Kazası




Mayak Nükleer Tesisine Ait Uydu Fotoğrafı
Kyshtym kazası, Sovyetler Birliğine ait  Mayak Nükleer Tesislerinde 29 Eylül 1957'de gerçekleşmiştir. (Mayak Nükleer Tesisine ait uydu fotoğrafı)
"Kyshtym kazası, nükleer atıkların depolandığı ve işlendiği tesiste meydana gelmiştir. Plütonyumun ayrıştırılması sonrası oluşan yüksek seviye nitrat içeren atıklar, yer altında paslanmaz çelik içindeki tanklarda tutulmaktadır. Tanklarda bulunan ısı değiştiriciler, tanklarda üretilen ısıyı uzaklaştırarak tankların  aşırı ışınmasını engellemektedir. 1956 yılında bir tankın ısı değiştiricisinin bir sorun sonucu kapatılmasından sonra, tankın soğutulmadan tutulmasının güvenli olduğu kararına varılmıştır. Ancak tankta 
gerçekleşen su buharlaşması sonucu tank içinde bulunan atıkların yüzeyinde 
nitrat ve asetat birikmesi olmuştur. Bu maddelerin hava ile teması ve izleme ekipmanlarından gelen bir kıvılcımsonucu toplamda 5-10 ton TNT patlamasına 
eşdeğer enerji salınmasına yol açan kimyasal bir patlama olmuştur. Bu patlama 
sonucu, toplam aktivitesi 20 megacurie olan 70-80 ton atık çevreye yayılmıştır. 
18 megacurie aktivitesine sahip atık patlama sahasına yakın dağılırken 
2 megacurie aktiviteye sahip atık rüzgar ile birlikte  geniş bir alana yayılmıştır. En az 2 curie aktiviteye sahip olacak şekilde kirlenmiş alanrüzgar ile 105 km uzunluğunda ve 
8-9 km genişliğinde bir alana yayılmıştır."

1979 Yılı Three Mile Island Kazası 




Three Mile Island Nükleer Santrali
Three Mile Island Nükleer Santrali
Three Mile Island Nükleer Santrali, Harrisburg, Pennylvania, ABD 
bölgesinin yakınlarında bulunan ve 2 basınçlı su reaktörüne sahip bir 
nükleer santraldir. Kaza 2. ünitede 28 Mart 1979 yılında, 
reaktör %97 güç ile çalışırken saat 04:00'te meydana gelmiştir. 
İkincil çevrimde gerçekleşen önemi az bir arıza sonucu ilk çevrimin
 soğutucusunda sıcaklığın yükselmesine sebep olmuştur. 
Bu durumda reaktör otomatik olarak kapatılmıştır. 
Bu noktada basınç düşürme vanasının kapanmaması, 
ilk çevrimde bulunan soğutucunun kaybına ve bozunma ısısının 
uzaklaştırılamaMAsına sebep olmuştur. Çekirdek bu olay sonucu 
önemli derecede zarar görmüştür. Operatörler reaktörün bu 
planlanmamış kapanmasını iyi teşhis edememiş ve uygun bir şekilde 
tepki verememiştir. Eksik kontrol odası araçları ve yetersiz acil durum 
müdahale eğitimi kazanın temel sebepleri olarak görülmektedir." 

1986 Çernobil

 "...İlk testi çabucak yapıp sonra çarçabuk tekrarlamak için türbin 
stop süpabından gelen acil alarm sistemini devreden çıkardılar ve 
soğutucuyu deneyin gerektirdiği en alt düzeye indirdiler. Reaktivite 
yükseldi, bir bilgisayar dökümü reaktörün kapatılması için uyardıysa da, 
onlar devam ettiler. Aynı anda olan iki şey reaktörü hızla felakete 
sürüklüyordu: Reaktivite yükseldi, azalan soğutucu ve soğutma 
suyunu hızla buharlaştırma noktasına getirdi.  
KAYNAK: Bilimin Arka Yüzü, Adrian Berry, 1989


2011 Yılı Daiichi Nükleer Santral Kazası

"Deprem meydana geldiği sırada reaktörler başarılı bir şekilde 
kapanmış ve soğutma dizel jeneratörler kullanılarak devam etmiştir. 
Deprem, 6 dış güç kaynağına zarar verdiği için soğutma işlemi 
dizel jeneratörler ile sürdürülmüştür. Dizel jeneratörler, türbin binasının 
tabanında bulunmaktadır. 41 dakika sonra ilk tsunami dalgası santrali vurmuş,  ve 8 dakika sonra ikinci dalga gelmiştir. Bu dalgalar, ana yoğunlaştırıcı devre ve yedek soğutma devrelerinin deniz suyu 
pompalarını su altında bırakmış ve hasar vermiştir. Dalgalar ayrıca 
türbin binasının zemininde bulunan dizel jeneratörleri de su altında 
bırakmış ve ana şalter ve bataryaları da su ile kaplamıştır. Bunun 
sonucunda santral kararması oluşmuş ve reaktörler ana soğutucu 
sistemden mahrum kalmıştır."


Devam edecek...
Derleyen: A.Şükran Demiralp, 14 Aralık 2018







18 Kasım 2018 Pazar

ZEKA, YETENEK ve AKIL Üzerine Örnekler; BİLİM ve ETİK Nerede?

10 Ocak 2019'da eklendi:

18 Kasım 2018 Pazar:


ZEKA ve YETENEĞİ GÖZLER ÖNÜNDE BİR KİŞİ ÖRNEĞİ: 
Dünyaca ünlü günümüzden bir piyanist; hangi ülkeden olduğu, kim olduğu bilgisi önemli değil. 2000 yılında bir gazete haberinde şaşırtan bir ifade şekli ile belleğimde unutulmaz yerini almıştı. 
Sonraki duyumlar: "Piyano ile ilgili bir ustalık sınıfı (masterclass) çalışması sırasında, izleyenleri şaşırtan; bi korkutan, bi güldüren şekilde, bi anda el hareketleri ve küfürler seri halde. Bunlar dışında ise piyano çalma tekniği ile ilgili, daha önce ayrıntılı açıklanmamış, çok önemli detay bilgiler verdiği şeklinde. 
Sonuç; katılımcılara bilgi ve deneyim olarak kattığı değer açısından muhteşemdi. Her piyaniste çalışması için tavsiye edilecek bir hocaydı." Belki 
sizin de tanıdıklarınız vardır benzer özelliklerde, değil mi? 

 AŞAĞIDAKİ ALINTI ise sosyal medyada çok paylaşım alan uluslararası bir KİŞİSEL GELİŞİMCİNİN: "Kişi hiddetini ifade etmek için yeterince akıllı değilse terbiyesiz sözler kullanır, bu sözler zeka eksikliğini gösteren kelimelerdir. Akıllı insanlar bu tür terbiyesiz kelimeleri kullanmazlar; çünkü bunu zekalarına hakaret olarak görürler." Buradan benim rahatlıkla çıkaracağım sonuç, bu ÜNLÜ kişisel gelişimci kendi bilgi, araştırma, gözlem ve deneyimleri konusunda NET olarak YETERSİZ - Bilim ve  bilimsel akıldan uzak birisi. Dolaysıyla paylaşımları hiç ETİK de değil.
Genel olarak da, İYİ ve KÖTÜ çerçevesi ile sınırlı bakış açımız ÇOK DAR. Herhangi bir kişinin ZEKA ve AKLINI hiç birimiz kendi ölçütlerimize göre tam olarak anlayamayız. 
"Neden böyle?" için  daha çok öğrenmeye, araştırmaya, daha çok insanı anlamaya çalışmaya ihtiyacımız var. 


Derleyen:
 A.Şükran Demiralp, 18 Kasım 2018

27 Ekim 2018 Cumartesi

Mustafa Kemal Paşa ile Enver Paşa


Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, yazı ve yakın çekim

"AZİM ve İNAT Arasında NE FARK VARDIR?..
Üç yaşında bir çocuk, oyuncakçı dükkânında tepinmeye başladığı zaman anne baba birbirlerine bakarlar:
...“Gene başladı bizimki”.
Gene başlamıştır.
İlle de o istediği oyuncak alınacaktır.
İstediği oluncaya kadar tepinir, kendini yerlere atar.
Bizim kültürümüzde çaresiz kalınır, ele güne ayıp olmasın diye oyuncak alınır, çocuk susturulur.
Bir İngiliz annesi o oyuncağı almaz, çocuğun tepinmesini sadece seyreder ve bitmesini bekler.
Çocuk da üç yaşında her istediğinin olmayacağını öğrenir.
Çocuk eğitiminin en önemli aşamalarından birisi budur.
***
Azim, akıllı inattır.
İnat, akılsız azim.
Azim ile inat arasında üç belirgin fark vardır:
Azimde mantık öndedir, inatta öfke duygusu.
Azim sınırı bilir, inat sınır bilmez.
Azim durmasını bilir, inat durmasını bilmez.
Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yakın çekim ve yazı

***
İkinci Dünya Savaşı.
Adolf Hitler, gücünü artırdığı Almanya’yı dünya egemenliği hayaliyle savaşa soktuğu zaman ‘azimli’ sanılmıştı.
İngiliz Başbakanı Chamberlain, Versay Antlaşması değiştirilip bazı ödünler verilirse Hitler’in duracağını tahmin ederek bu ödünleri verdi.
Oysa Winston Churchill, Hitler’i daha iyi tanımış, ne yapmak istediğini daha iyi anlamıştı.
Hitler’in ancak savaşarak durdurulabileceğini söylüyordu.
Ancak savaştan korkanlar beklemeyi yeğlediler.
Hitler ‘Blitzkrieg-Yıldırım Savaşı’ ile Avrupa’yı ele geçirince Churchill İngiltere Başbakanı oldu ve savaşı ele aldı.
İkinci Dünya Savaşı dikkatle okunmalıdır.
Hitler’in inadı 14-15 yaşındaki Alman çocuklarını bile savaşa sokarak Berlin sokaklarında ölümlerine yol açmıştır.
Churchill’in azmi onu savaşın baş galibi yapmıştır.
Azim her zaman sonunda inadı yener, yenmiştir, yenecektir.
***
Yakın tarihimizden iki örnek de Mustafa Kemal Paşa ile Enver Paşa’dır.
Mustafa Kemal, bütün hayatı boyunca azmin seçkin bir örneğidir.
Akıllıdır.
Sınır çizmesini bilmiştir.
Nerede duracağına doğru karar vermiştir.
“Selanik’i alalım paşam, avucumuzun içinde” diyenlere, ‘hayır, Selanik çizdiğimiz sınırın dışındadır’ demiş, doğduğu yeri alıvermek gibi bir hevese kapılmayarak ders vermiştir.
Ama ‘Cumhuriyeti ilan etmek’ konusunda hiç duraksamamış, sonuna kadar giderek azminin gücünü göstermiştir.
Enver Paşa ise inatçı yapısının tuzaklarından kurtulamamış, yaptığı birçok iyi işi de hatalarının çukuruna gömmüştür.
Sarıkamış muharebesi, daha savaşa giremeden doğa koşullarına yenilen, donarak ölen 90 bin askerin kaybıyla büyük bir yenilgi olmuştur.
Azim ve inat arasındaki farkı anlamak kimi zaman uzun bir süre alır.
İkinci Dünya Savaşı’nda altı yılın sonunda (1939-1945) ve 50 milyon ölü, daha fazla sayıda yaralı ve sakatla bu fark anlaşılmıştır.
Bizim tarihimizde de Birinci Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı arasındaki fark inatla azmin farkını ortaya koyar.
***
Kimi zaman inatçı davranış azim, azimli davranış ise inat sanılır.
Oysa bu üçlü ölçüte bakınca neyin ne olduğu kolayca anlaşılır:
Akıl mı? Duygusal öfke mi?
Sınır konuyor mu, konmuyor mu?
Durulacak yer biliniyor mu, bilinmiyor mu?
Azim de belli olur, inat da.
Zararı mı?
Ne yazık ki zararın bedelini sadece inatçılar değil, herkes öder.

Tarih bu bedelin gözyaşlarıyla, acılarıyla, kanlarıyla çizilmiştir.
Sonunu başından görmeyenlerin yazgısıdır bu.
Kişiler için de toplum
lar için de...
ERDAL ATABEK, 4 Temmuz 2011, Cumhuriyet Gazetesi"

"İnsanlar nasıl azimli olabilir?" sorusu için Erdal Atabek'in diğer bir yazısı yol gösterebilir:

Azmin gücünün yok edici rekabet gücü inadının önüne geçerek insanlığın genel koşullarının eşite yaklaştığı bir dünya ve de ötesi için:
   Derleyen: A.Şükran Demiralp, 28 Ekim 2018

11 Ekim 2018 Perşembe

Ağaçları BUDATMADAN ÖNCE iyice DÜŞÜNELİM, ARAŞTIRALIM, OKUYALIM.

Bilgileri içselleştirelim = Bilinçlenelim

Rastgele bir budatma sonucu yığılan YAŞ dallar :-( 
Fotoğraf: Ümran Demirel

Özellikle de bazı iğne yapraklı (Çam) ağaçların özel durumlar ve kuru, kırık dallar dışında, genelde, budanmaları önerilmiyor.

GENEL BİLGİ için Kaynaklardan Alıntılarla Derlemeler:
"ÇAM AĞAÇLARI BUDAMAYA GELMEZ
Çoğu ağaç türlerinde küçültme budaması yapılabilir fakat çam ve diğer bazı türlerde bu kötü sonuç verir.
Küçültme budamasından dolayı bu ağaç ölmektedir.".....

".. kuru dallar ve kırık dallar her mevsim budana bilirler. .... genelde budanmaları tavsiye edilmez."
(1) BUDAMA'nın en önemli AMACI NEDİR?
" Ağaç, ağaççık ve çalıları içeren odunsu bitkilerde gelişmeyi kuvvetlendirip hızlandırarak,

ağacı sağlıklı kılmak, ..........."
(2) ÇAM (pinus sp.), LADİN (picea sp.), GÖKNAR (abies sp.) gibi bitkiler NE ZAMAN BUDANMALIDIR?
"....mevsime bağlı olarak ilkbahar sürgünlerinin henüz yumuşak olduğu GEÇ İLKBAHAR ve ERKEN YAZ aylarında budanmalıdır."
(3) "BUDAMA TÜRLERİ:
KURU Budama (Kuru Dal Budaması): .... kuruyan dalların budama tekniğine uygun biçimde kesilerek uzaklaştırılmasıdır.

Kuru budama yapılmak suretiyle, kuru dalların tabii olarak çürüyüp düşmesini beklemeden erken
dönemde müdahale edilmiş olur. Böylece dal koltuğunun zamanla gövde içine gömülerek ileride
siyah budak oluşturmasına engel olunur. Aynı zamanda kuru budama ile mantar zararlılarının
gövdeye yerleşmesine engel olunur. Kuru budama yapılırken dal kesiminin mutlaka gövde ile aynı
seviyede ve düz bir makta bırakacak biçimde yapılması şarttır.

YAŞ Budama (Yeşil Dal Budaması):
.........gövde kalitesini artırmak için doğal dal kuruması başlamadan belli çap kalınlığındaki canlı yeşil dalların kesilerek uzaklaştırılmasıdır.
Yeşil dal budamasını takiben, kesim yerlerinde AÇIK YARA oluşur. Açık yaralara, çürüklük etmeni MANTARLAR başta olmak üzere odun kalitesini düşüren mantarlar yerleşebilir. Bu nedenle YEŞİL DAL BUDAMASINDA ÇOK DİKKATLİ OLUNMALI, dal kesimleri tekniğine uygun biçimde yapılmalıdır. KESİM SIRASINDA gövdelerde dal sıyrıklarının oluşumuna kesinlikle sebebiyet verilmemelidir.
KESİLEN DALLARIN MANTAR ENFEKSİYONU KAPMA RİSKİ hem KESİM YARASININ BÜYÜKLÜĞÜNE (dal kalınlığına)
hem KESİM TEKNİĞİNE ve hem de AĞAÇ TÜRLERİNİN YEŞİL BUDAMAYA DUYARLILIĞINA GÖRE DEĞİŞEBİLİR.

İĞNE YAPRAKLI türler içinde ise YEŞİL BUDAMAYA EN HASSAS ağaç türü, DOĞU LADİNİdir. Bu sebeple ladinde ince dalların bile budanması tehlikelidir. Çünkü çürüklüğü artırıcı bir uygulamadır. Bu nedenle çok ince çaplı gölge dallarının dikkatlice kesilmesi yeterlidir. "
Kaynak:
https://www.ogm.gov.tr/ekutuphane/Yayinlar/Orman%20A%C4%9Fa%C3%A7lar%C4%B1nda%20Budama%20Eylem%20Plan%C4%B1.pdf

SONUÇ: Toprağı kökleriyle güçlendirmesi, oksijeni, görüntüsü, yaz sıcaklarını serinleten örtüsünü bizlere cömertçe sunan ortak yeşil alanlarımızdaki bu vefalı arkadaşlarımızın değerini bilelim. BUDATMADAN ÖNCE iyice DÜŞÜNELİM, ARAŞTIRALIM, OKUYALIM. Ağacın, yeşilin de bir canlı olduğunu unutmayalım. Hem de canımızın bir diğer parçası bir canlı.

Derleyen: A.Şükran Demiralp, 12 Ekim 2018

24 Eylül 2018 Pazartesi

SADECE BAŞARI ÖYKÜLERİ İLE BİLİM OLMAZ

ÖNCE BİR BAŞARI ÖYKÜSÜNDEN BAŞARININ ÇOK YÖNLÜ DEĞİŞKENLERİ (koyu yazılar)

- NS: Kızım için o zamanlar Türkiye’de bu ameliyatı yapmaya gönüllü birkaç hekim vardı ancak biz deneme yanılma yöntemi uygulamasına razı olmadık, bunun için de Dr BÇ’nin yardımlarıyla büyük bir mücadele ve araştırma dönemi geçirdik.

X firması Türkiye’deki ilk çocuk ameliyatı olduğu için özenli davrandı ve bu Y ameliyatını dünya çapında en çok yapan yapan Dr Z’yi kızım için organize etti.

Bilim adamı değiliz ama tecrübeye çok değer veririz.. Ameliyat çok başarılı geçti, sonraki aşamada ayarlar için de İngiltere’den ve Avustralya’dan odyologlar geldi. Kızım hala aynı ayarlarla ve tek implantla duyuyor, cihazını hala yüzde 98 verimlilikte kullanabiliyor.

Bunların gerçekleşmesi için sabırla bekledik, bizleri snop (züppe) bulanlar oldu, tıp çevresinden kızanlar oldu. Ancak bizim evladımız söz konusuydu, kimseyi dinleyemezdik.

Gerçekten bu kızımın şansıydı da, ama anne babaların da sadece SGK ödüyor diye gözü kapalı hareket etmeyip araştırması gerektiğine inanıyorum.

İşte tüm bu araştırmalar sonucunda anlayabildiğimiz kadarıyla doğru seçimi yapabilmek için biz kızımızı iki yıl beklettikten sonra ameliyat yaptırabildik. Şu andaki prosedürleri, hasta ve doktor seçimindeki kriterleri çok bilemediğim için fikir yürütemiyorum.

ŞİMDİ HENÜZ BAŞARIYA ULAŞMAMIŞ ÖYKÜLERİN NEDENLERİ?

Duyabilmek için 8.ameliyatı da olmuş bu sevgili küçük kız; 
ve benzerleri için yanıt bekleyen sorular?

Sorun yineledikçe, cihazın üzerine düşmüş vs vs diye nedenlere bağlanarak? küçük kız ameliyat olmuş defalarca,  yine sorun devam edince, cihazda denmiş, cihaz ameliyatla değiştirilmiş.

Yine sorun, yine duyamayınca ameliyatı yapan doktor böbreklerle ilgili demiş?

Dernek başkanı yardımcı olarak daha başarılı ameliyatların yapıldığı bir üniversite hastanesinde kızcağızın ameliyatına destek olmuş. Son iki ameliyat bu hastanede gerçekleşmiş. Buradaki cerrah, "böbreklerle ne ilgisi var?" demiş.

Eğer 8.ameliyattan sonra yine cihaz bozulursa vs; duyamazsa küçük kız, ne olacak?

Sorun cihazda mı, ameliyatta mı yoksa kızcağızın bünyesi mi kabul etmiyor? Veya başka ne olabilir? Bir daha yinelerse, buna cevap verebilecek bir uzman / uzmanlar ekibi de yok mu?

Uygulamalara genel bakış için  tıklayabilirsiniz:  http://asukrandemiralp2.blogspot.com/2018/07/implant-uygulamalari.html

VE İŞTE BAŞKA BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ

Gül Ustabaş Genç’in öyküsünden kendi satırlarıyla kısa bir kesit: 
- Ben de 3.ameliyatı reddediyorum çünkü iç kulakta kireçlenme elektrotların düşmanı diye okumuştum.

İkinci ameliyatımda revizyonda yani, kulağımda gözden kaçan bir kireçlenme neden oldu demişlerdi. Yurtdışından doktor gelmişti ameliyatıma. Ameliyattan sonra çok terledik işareti yapmış.
Düşündüm ki kireçlenme yaşımdan dolayı da yine olabilir, niye ameliyat olayım ki? Bu nedenle 3.ameliyatı olmadım.

İmplantın kendine uymayacağını deneyim ve araştırmaları sonucu anlamış Gül Genç. Ve zaten kendi yaşamını DUDAKTAN OKUMA yetisini geliştirerek, karma okullarda okuyabildi. Meslek sahibi olmuş, evlenmiş, genç yaşta emekli oldu ve iki çocuğunu yetiştiriyor. İşte bir başka başarı öyküsü de budur.  İnsanları tek doğrulara koşullamak doğru olmaz. 

Derleyen; A.Şükran Demiralp, 24 Eylül 2018

7 Ekim 2018, Gül Ustabaş'ın paylaşımından alıntı: "Hasarlı iç kulağın fonksiyonunu yerine getiren cihaz, işitme implantı olarak adlandırılıyor. Türkiye'de halk arasında "biyonik kulak" olarak da bilinen işitme implantı, seslerin şiddetini yükselten işitme cihazlarının aksine, beyne ses sinyalleri sağlamak için iç kulağın hasarlı parçalarının işini yapıyor.
Cihaz; her iki kulakta orta dereceli ile ağır arasında işitme bozukluğu olanlar, işitme cihazlarından çok az fayda görenler veya hiç fayda görmeyenler, implant takılacak kulakta işitme sağlığı uzmanlarınca yapılan cümle algılama testlerinde yüzde 50 veya daha düşük puan alanlar, implant takılmayan kulakta veya işitme cihazı kullanılan her iki kulakta işitme sağlığı uzmanlarınca yapılan cümle algılama testlerinde yüzde 60 veya daha düşük puan alanlara öneriliyor."

Cihazın kimlere takılabileceği de anlaşıldı. Ancak, cihazın takılması uygun görünüp defalarca ameliyat olup hala düzgün duyma yetisini kazanamamış olanlar için, henüz yanıt bulamadık. Ve sormaya devam ediyoruz: "
Eğer 8.ameliyattan sonra yine cihaz bozulursa vs; duyamazsa küçük kız, ne olacak?

Sorun cihazda mı, ameliyatta mı yoksa kızcağızın bünyesi mi kabul etmiyor? Veya başka ne olabilir? Bir daha yinelerse, buna cevap verebilecek bir uzman / uzmanlar ekibi de yok mu?

Derleyen; A.Şükran Demiralp

22 Eylül 2018 Cumartesi

Bilgi ve Ötesi



BİLİM ve ETİK:
Ulaştığınız makalelerde "Conflict of interest statement = Çıkar Çelişkisi bildirimi" var mı? Yoksa, "No Conflict of interest statement"  yazar.
Kontrol ediniz.

Derleyen: A.Şükran Demiralp

29 Ağustos 2018 Çarşamba

Yeni Harita, Sağlığı Baltalayan Hava Kirliliğinin Küresel Görünümünü Sunuyor



Yeni Harita, Sağlığı Baltalayan  Hava Kirliliğinin Küresel Görünümünü Sunuyor
09.22.10
Gelişmekte olan birçok ülkede yüzey tabanlı hava kirliliği sensörlerinin yokluğu, epidemiyologların her yıl milyonlarca erken ölümüne katkıda bulunduğundan şüphelenilen havadaki parçacıkların alt kategorisinin bolluğunun kaba bir tahminini bile zorlaştırıyor ve hatta bazı durumlarda imkansız hale getiriyor. . İnce partiküllü madde (PM 2.5 ) olarak adlandırılan problemli parçacıklar, insan saçı yaklaşık onda biri kadar, çapı 2.5 mikrometre veya daha azdır. Bu küçük parçacıklar vücudun normal savunmalarını geçip akciğerlerin derinlerine nüfuz edebilir. 

Yüzeye dayalı PM 2.5 bu boşlukları doldurmak içinölçümler, uzmanlar küresel bir bakış açısı sağlamak için uydulara yöneliyor. Bununla birlikte, uydu cihazları genellikle yüzeye yakın havadaki parçacıkların doğru ölçümlerini yapmak için çaba sarf etmiştir. Problem: Çoğu uydu enstrümanı, zemine yakın parçacıkları atmosferdeki yükseklerden ayırt edemez. Ek olarak, bulutlar manzarayı gizlemeye eğilimlidir. Kar, çöl kumu ve belirli kentsel alanlarda bulunan parlak kara yüzeyleri ölçüm yapabilir. 

Ancak, bu yaz Çevre Sağlığı Perspektifleri'nin son sayısında PM 2.5'ün ilk uzun vadeli küresel haritasının yayınlanmasıyla bu yaz biraz daha netleşti.Kanadalı araştırmacılar, Halifax, Nova Scotia, Kanada'daki Dalhousie Üniversitesi'nden Aaron van Donkelaar ve Randall Martin, iki NASA uydu cihazının toplam sütunlu aerosol miktar ölçümlerini, bir bilgisayar modelinden aerosollerin dikey dağılımı hakkında bilgi ile harmanlayarak haritayı oluşturdular.

Küresel uydu kaynaklı PM2.5 haritası, 2001-2006 arasında ortalaması alındı.  <b> Kredi: </ b> Dalhousie Üniversitesi, Aaron van Donkelaar
›Daha büyük
Küresel uydudan türetilen harita 2.5 Orta 2001-2006 arasında ortalaması alınmıştır. Kredi: Dalhousie Üniversitesi, Aaron van Donkelaar

2001 ve 2006 yılları arasında ortalama PM 2.5 sonuçları gösteren haritaları, bugüne kadar sağlık veren partiküllerin en kapsamlı görünümünü sunmaktadır. Yeni karıştırma tekniği, iyi kurulmuş yüzey tabanlı izleme ağlarına sahip gelişmiş bölgeler üzerinde daha doğru kirlilik ölçümleri üretmemesine rağmen, hava kirliliği tahminleri olmayan gelişmekte olan birçok ülkede ilk PM 2.5 uydu tahminlerini sağlamıştır. şimdiye kadar seviyeleri. 

Harita çok yüksek seviyelerde PM 2.5 gösteriyorKuzey Afrika'daki Sahra Çölü'nden Doğu Asya'ya uzanan geniş bir alanda. Nüfus yoğunluğu haritalarıyla karşılaştırıldığında, dünya nüfusunun yüzde 80'inden fazlası, Dünya Sağlık Örgütü'nün metre küp başına önerilen 10 mikrogram seviyesini aşan kirli havayı soluduğunu göstermektedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde PM 2.5seviyeleri oldukça düşüktür, ancak Orta Batı ve Doğu'daki kentsel alanlar üzerinde gözle görülebilir cepler açıkça görülebilir. 

“Bu haritayı düzeltmek için yapacak çok işimiz var, ama bu gerçek bir adımdır” diyen Martin, haritayı oluşturan atmosferik bilim adamlarından biriydi. sağlam temel tabanlı ölçümlere erişim. "



ABD uydu kaynaklı PM2.5 haritası, 2001-2006 arasında ortalaması alınmıştır.  <b> Kredi: </ b> Dalhousie Üniversitesi, Aaron van Donkelaar›Daha büyük
ABD uydu türevi PM 2.5 haritasının ortalaması, 2001-2006 yılları arasında ortalaması alınmıştır. Kredi: Dalhousie Üniversitesi, Aaron van Donkelaar



Goddard Chemistry Aerosol ve Transport modelinden elde edilen verilere dayanarak animasyondan ekran görüntüsü yakalama, siyah karbon kurumunun küresel hareketini 1 Ağustos 2009'dan 19 Kasım 2009'a kadar simüle eder. Siyah karbon beyaz renkte gösterilir.›Videoyu görüntüle
Goddard Chemistry Aerosol ve Transport modelindeki verilere dayanarak animasyondan ekran görüntüsü yakalama, siyah karbon kurumunun küresel hareketini 1 Ağustos 2009'dan 19 Kasım 2009'a kadar simüle eder. Siyah karbon beyaz renkte gösterilir. Kredi: NASA / Goddard Uzay Uçuş Merkezi / Bilimsel Görselleştirme Stüdyosu 
›Videoyu indir



Ağır pus, Aralık 2009 ortalarında Himalaya'nın güney yüzüne sarıldı.›Daha büyük View View
Himalaya'nın güney yüzüne 2009 yılının ortalarında sarıldı. NASA'nın Aqua uydusunda Orta Çözünürlüklü Görüntüleme Spektroradiometresi (MODIS) bu gerçek renk görüntüsünü 14 Aralık'ta yakaladı. Kredi: NASA / Goddard / MODIS 
Daha fazla bilgi için Bu görüntü, Dünya Gözlemevi'ni ziyaret edin .
Derin bir nefes al. Hava net görünse bile, milyonlarca PM 2.5parçacıklarınısoluduğunuzdan neredeyse emin olunİnsanlara çoğu zaman görünmez olmasına rağmen, Dünya'nın atmosferinde her yerde bu parçacıklar bulunur ve bunlar hem doğal hem de insan kaynaklarından gelir. Araştırmacılar, doğal olarak üretilen insanın ürettiği PM 2.5 değerinin kesin yüzdesini ölçmek için çalışıyorlar.Ancak, her iki türün de yeni haritada ortaya çıkan sıcak noktalara katkıda bulunduğu açıktır. 

Örneğin rüzgar, Arap ve Sahra çöllerinde çok miktarda mineral tozu kaldırır. Doğu Çin ve kuzey Hindistan gibi yoğun şehirleşmiş bölgelerde, kömürü yakan enerji santralleri ve fabrikalar filtrelerden yoksun kalırlar ve sürekli bir sülfat ve is partikülü akışı oluştururlar. Motorlu taşıt egzozu ayrıca önemli miktarlarda nitrat ve diğer parçacıklar da oluşturur. Hem tarımsal yakma hem de dizel motorlar, karanlık isli parçacıklara sahipler, bilim adamları siyah karbon diyorlar.

İnsan kaynaklı parçacıklar çoğu zaman çoğu insanın nefes aldıkları kent havasında baskındır - ve bu parçacıklar en çok tıp uzmanlarına sıkıntı verir, Brigham Young Üniversitesi, Provo, Utah'da bir epidemiyolog olan Arden Pope ve dünyanın önde gelen uzmanlarından biridir. hava kirliliğinin sağlık etkileri. Bunun nedeni, daha küçük PM 2.5 parçacıklarının vücut savunmalarını yitirmesidir — soluklarımızda kirpikler ve kıllar olarak adlandırılan solunum yolundaki kük saç benzeri yapılar- büyük parçacıkların temizlenmesi veya filtrelenmesi için makul derecede iyi bir iş yapar.

Küçük parçacıklar insan akciğerine derinlemesine girebilir ve bazı ultra ince parçacıklar bile kan dolaşımına girebilirler. Bir kez orada, astım, kardiyovasküler hastalık ve bronşit dahil olmak üzere bir dizi hastalık kıvılcımı olabilir. Amerikan Kalp Derneği, yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'nde PM 2.5 hava kirliliğinin yılda 60.000 ölümle sonuçlandığını tahmin ediyor. Parçacık sınıfı olarak 

PM 2.5 , sağlık problemlerini açıkça ortaya koysa da, araştırmacılar belirli tipte parçacıklara suçlamada daha az başarı elde etmişlerdir. Pope, “Hangi tip parçacıkların en zehirli olduğu konusunda hala büyük tartışmalar var” dedi. "En sorunlu olan sülfatlar, nitratlar, hatta ince tozlar olup olmadığından emin değiliz." 

Büyük yapışkan noktalardan biri:Parçacıklar sıklıkla melez parçacıkları karıştırır ve oluştururlar, bu da hem uydu hem de yer temelli aletlerin parçacıkların bireysel etkilerini ayrıştırmasını zorlaştırır. 

Uydular ve PM 2.5

Sözü Yeni harita ve üzerine inşa edilen araştırmalar, bu konuya değinmeye çalışan araştırmacılara ve PM 2.5 ile ilgili başka çözülmemiş sorulara yardımcı olacaktır En basit olanı: Bir halk sağlığı parasının ne kadarının hava kirliliği dünyanın her yanına yayılıyor? Martin, "Muazzam sayıda insanın yüksek düzeyde partiküllere maruz kaldığını açıkça görebiliyoruz," dedi. "Fakat şimdiye kadar, hiç kimse, bunun mortalite ve hastalık açısından ne anlama geldiğini incelemedi. Epidemiyolojinin çoğu, Kuzey Amerika ve Avrupa'da gelişmiş ülkelere odaklandı."

Şimdi, bu harita ve veri seti ile birlikte, epidemiyologlar, Asya'nın hızla büyüyen şehirleri veya Kuzey Afrika'daki bölgelerdeki toz miktarları gibi dünyanın nadiren incelenen kısımlarında partikül maddeye ne kadar uzun süre maruz kaldıklarına daha yakından bakmaya başlayabilirler. hava - insan sağlığını etkiler. Yeni bilgiler, hava kalitesini ölçmek için hala altın standardı olan yüzey monitörlerinin seyrek olduğu Amerika Birleşik Devletleri ve Batı Avrupa bölgelerinde bile yararlı olabilir. 

NASA'nın Terra uydusu ve NASA'nın Aqua ve Terra uydularında yer alan Orta Çözünürlüklü Görüntüleme Spektroradiometresi (MODIS) cihazında uçan NASA'nın Çok Açılı Görüntüleme SpektroRadyometresi (MISR) uydu verilerini kullanmaya ek olarak,

Ancak, harita PM 2.5'ün küresel dağılımı üzerine son sözü, onu vurgulayan araştırmacıları temsil etmiyor Van Donkelaar uygulanan veri harmanlama tekniği iyi parçacıkların daha net küresel bir görünüm sağlasa da, PM bolluğu 2.5 hala nedeniyle kalan belirsizlikler bazı bölgelerde kapalı yüzde 25 veya daha fazla olabilir, Ralph Kahn, NASA'nın gelen uzaktan algılama konusunda uzman açıkladı Greenbelt'teki Goddard Uzay Uçuş Merkezi, Md. Ve gazetenin yazarlarından biri.

Havadaki parçacıkların daha iyi anlaşılmasını sağlamak için NASA bilim adamlarının çok sayıda yaklaşan saha kampanyalarına ve uydu misyonlarına katılma planları var. Örneğin NASA Goddard, AERONET adlı küresel bir yer altı parçacık sensörü ağını işletmekte olup, site yöneticileri şu anda geliştirmek ve genişletmek için çalışmaktadır. Ve daha sonra gelecek sene, New York'ta Goddard'ın Uzay Araştırmaları Enstitüsü'nden (GISS) bilim adamları, parçacık özelliklerini yeni şekillerde ölçecek yenilikçi bir alet türü olan bir polarimetre olan Glory'nin ilk verilerini analiz etmeye başlayacaklar. ve uzaydan aerosolleri ölçebilen mevcut araçları tamamlar.

Maryland-Baltimore İlçesindeki Goddard Yer Bilim ve Teknoloji Merkezi direktörü Raymond Hoff, “Hava kirliliğinin uydu ölçümlerinin tam potansiyelini gerçekleştirebilmek için hala bazı işlerimiz var” dedi. Son zamanlarda Hava ve Atık Yönetimi Derneği Dergisi'nde yayınlanan konuyla ilgili kapsamlı bir inceleme yazısı. “Ama bu ileriye doğru atılmış önemli bir adım.” 

İlgili Bağlantılar:
Çevresel Sağlık Perspektifleri: PM 2.5 Araştırma Makalesi 
Alandan Partikül Kirliliğinin Uzaktan Algılanması: Vaat Edilen Araziye Ulaştık mı? 
MISR Ana Sayfa 
MODIS Ana Sayfa 
Smog Blogcular Untangle Air Pollution Bir Yıl 365 Gün 
Partikül Madde ve Kardiyovasküler Hastalık
Adam Voiland z
NASA'nın Dünya Bilim Haber Ekibi


https://www.nasa.gov/topics/earth/features/health-sapping.html


"Harita çok yüksek seviyelerde PM 2.5 gösteriyorKuzey Afrika'daki Sahra Çölü'nden Doğu Asya'ya uzanan geniş bir alanda. Nüfus yoğunluğu haritalarıyla karşılaştırıldığında, dünya nüfusunun yüzde 80'inden fazlası, Dünya Sağlık Örgütü'nün metre küp başına önerilen 10 mikrogram seviyesini aşan kirli havayı soluduğunu göstermektedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde PM 2.5seviyeleri oldukça düşüktür, ancak Orta Batı ve Doğu'daki kentsel alanlar üzerinde gözle görülebilir cepler açıkça görülebilir."