Yaz sezonunun bittiği şu dönemde (18 – 22 Ekim 2016) kesişen
zorunlu gezimizde yazlıkçıların yoğun olarak yerleşimlerinin olduğu bölgelerden
de yolumuz geçti. Özel olarak nereler olduğunu yazmayacağım; çünkü neresi
olursa olsun manzara çok az fark edecek, belki de hiç fark etmeyecek diye
düşünüyorum.
Bu bölgelerin yaz ile kış nüfusları arasındaki fark için sadece
bir örnek: Kışın 5.000 (BEŞBİN), yazın 100.000.
Bu konunun
hayvanseverlikle ilgisi nedir?
Sessiz, insan yoğunluğu açısından aşırı sakin, adeta terk
edilmiş sokaklarda market, bakkal bulmak, beslenmek bizler için bile sorun
oldu. Ya hayvancıklar, o bölgelerde yoğun olan köpekler için nasıl bir tablo gözlemledik dersiniz? Elimizde bir
torba gördükleri anda inim inim inlediler. Bulabildiğimiz her türlü yiyeceği
onlarla paylaşmaya çalıştık. Sadece ekmek vermemiz bile onlar için yeterliydi.
Ön ayakları ile işaret ederek önlerine yemek koymamızı anlatmaya çalışmaları
belki de benim uydurmam olabilir. Ancak aç
oldukları gerçekti. Çok az
insanın yaşadığı yazlıkçı bölgelerde
terk edilen hayvanları görmezden gelen, hatta oralarda hayvanlarını bırakan bir
hayvanseverlik nasıl olabilir?
·
Yazın hayvanlarını da yanında getiren bazıları
dönem sonunda hayvanlarını o bölgede terk edip dönmüşler,
·
Yazın gelenlerin yanlarında taşıdıkları bazı
köpekler o bölgede doğum yapmışlar, bebekleri o bölgede terk edilmiş, vs vs…
Kısacası,
yazın çıkan yoğun besin artıkları, çöpler ve o dönemdeki hayvanseverlerin
ikramları ile rahat beslenen köpekler insanlarla olağanüstü dostluk ilişkisi
kurmuşlar, insanların duygularını, vücut dillerini, ses tonlarını olağanüstü
anlar hale gelmişler ve bu duygu durumları ile uzun süre yalnızlığa ve açlığa
terk edilmişler… Karnını doyurduğumuz bir dost köpek saatlerce bizle sahilde
dolaştı. Birlikte oyun oynamak istedi. Bizi denize doğru burnuyla iterek
birlikte yüzmek istedi J
Üstelik bu dost köpeği iyi kötü doyuran bir iki kişi de hâlâ var gibiydi. Bu
yazdıklarım henüz yeni terk edilmişliği dile getirmeye çalışıyor. İlerleyen zamanlarda durum nasıl olur?
Gezdiğimiz bölgelerde yoğun bir köpek nüfusu görmüş olmamız
nedeni ile fiziksel ve duygusal açlığa terk edilmiş köpekleri yazıyorum. Bu
tablo ve “neden hiç kedi görmedik?” sorusu aklımı kurcalamaya devam ediyor… İster istemez, açlıktan ölmeye yakın bir canlı, hangimiz olursak olalım ***, ne yapar diye düşünmeden kendimi alamıyorum!
Çözüm mü? Kedi,
köpek, her türlü evcil hayvanların da hepsi birer canlı. Onlarında duyguları, sosyal yaşamları var; bizlerinki ile iç
içe… Çözüm, genel olarak sıkılmayacağımız,
maddi ve manevi olarak daha, daha daha
az tüketebileceğimiz yaşam biçimlerini keşfetmeye çabalamak mı desek, ne
desek?
*** Sağda, tırnak içindeki yazıyı tıklayabilirsiniz: "Hayatta kalabilmek için, ölen arkadaşlarının cesetlerini yemeye karar verdiler."
*** Sağda, tırnak içindeki yazıyı tıklayabilirsiniz: "Hayatta kalabilmek için, ölen arkadaşlarının cesetlerini yemeye karar verdiler."
A.Şükran Demiralp, 23 Ekim 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder