11 Mayıs 2013 Cumartesi

ANNEMLE SÖYLEŞİ


  
Ek.3 11 Nisan 2018

 

Annemden ilk kez bugün duyduğum bir yaşam kesiti (1940 öncesi):
"İlk okula gittiğim yıllar. Annem rahatsız olduğu için, sabahları kahvaltı hazırlayamıyor. Ben ayak üstü biraz peynir ekmek atıştırıp çıkıyorum. Babam, her gün, acıkırsam diye elime simit alacak kadar az bir para veriyor. Sınıfta kumbaramız var. İsteyen öğrenciler harçlığını oraya atıyor. Ben de her gün simit almak yerine o kumbaraya paramı atıyorum. Sonra her ay o kumbara boşaltılıp öğrencilere paylaştırılıyor. Ben paramı aldığım gibi anneme veriyorum. Taşköprü'nün Cuma Pazarı'ndan alışverişe gidiyoruz. O parayı ben kazanmışım gibi mutluyum.
Biz küçükten itibaren tasarruf etmeyi severdik.
Saliha Kökdaş - 11 Nisan 2018
"


                                                                                                                                                 Ek.2 23-06-2017

Annemden bir öykü:
"2 yaşlarındasın (1961 - 62),
Baban:
- Kızım en çok en çok beni sevdiğini söylersen sana ne istersen alırım.
Sen bir bana, bir babana baktın. Ve bağırarak:
- İkinizi de seviyorum..
dedin ve kollarını ikimizin omuzlarına uzatmaya çalıştın."
Babamın benimle böyle oyunlar oynadığını zaman zaman hatırlarım :-)


Şimdi, ADALET nörogelişimsel bir süreç değil mi?

Saliha (annem) - Adile Şükran (ben) - Turgut (babam) Kökdaş

                                                                                                                   Ek.1 10-05-2015

Bir öykü:
Sanırım 1967-68 yılları, Mayıs ayı ve ertesi gün Anneler Günü. Babamdan, anneme hediye alabilmek için her zamandakinden daha çok harçlık istedim. Eli açık, kesesinden çok gönlü zengin babam, bana maaşına göre oldukça yüklü diyebileceğim bir harçlık verdi. Ben de bu yüklü harçlığın tümünü anneme çeşitli hediyeler alarak harcadım. Ertesi  gün bu hediyeleri anneme verince, sevgili annem: "Canım kızım, beni ne kadar çok sevdiğini biliyorum. Bunun için bu kadar çok para harcamana gerek yok. Şimdi ben bu hediyeler içinden birini seçeceğim. Fazla olan diğerlerini geri verip parasını alalım. Ve o parayı daha önemli ihtiyaçlarımızda kullanalım" dedi. Ve öyle yaptık.

O günden sonra, hediyenin sembolik anlamını daha iyi anladım. Sonraları anneme hediye olarak yazılar, şiirler yazmaya başladım.  Yazı yazma sevgim belki de o zamanlardan başladı.

Annem ve babama sevgilerle..

12-Mayıs-2013

ANNEMLE SÖYLEŞİ

Küçükken pırıl pırıldı dünyam,

   Kin kusmak,

             Öldürmek,

     Savaşmak nedir?

Bilmiyordum…

Kuşları,

      Kedileri,

         Kuzuları,

      Ağaçları, gökyüzünü, bulutları,…

Öğreniyordum.

Gülümseyen yüzler vardı etrafımda,

Sıcak bakışlarda sevgiyi hissederdim.

Hayallerimde, rüyalarımda

Gökyüzüne yükselir

    Daha çok insan,

        Ağaç, baykuş, kedi, at

        Deniz, dağ, köy görmek isterdim…

Zamanla ölümü öğrendim.

      Bir ayrılıştı bu dünyadan,

Doğaldı.

Ama, ya öldürmek,

Neden öldürür insan?

Sen anlatmıştın anne,

    Sen küçükken bir tavuğunuz varmış,

       Adı “Rıkrık”,

          Bir gün,

             Komşunun kurusun diye,

                Yere serdiği mısırlardan bir kaçını,

                   O tavuğun yavrusu yemek istemiş,

      Komşu almış eline taşı,

      Fırlatmış o küçücük civcive,

   Yere devrilmiş civciv.

Rıkrık bir yavrusunun başına koşuyormuş,

Bir gidip komşunun mısırlarını dağıtmaya…

    Bir iki mısır tanesi için,

      Kimin hakkı olabilir,

   Annelerin, babaların, çocukların

                                  içini karartmaya

Ölüm doğal, ama ya öldürmek?

Öldürmeyi “doğal” görmeyen insanlarla birlikte [*],

Öldürmenin otoritesinden [**] kurtulmak istiyorum anne.

[*] http://www.ee.bilkent.edu.tr/~haldun/publications/ozaktas291.pdflinki, TÜKETİCİ TERCİHLERİ'nden: "...bu araştırmalar önemli ölçüde tüketicilere yönelik olmayan SİLAH gibi ürünlerin geliştirilmesi amacıyla devletler tarafından desteklenmiştir ve büyük ölçüde tüketici tercihlerini yansıtmamaktadır."

                                                 [**] http://asukrandemiralpkuskusuzluk.blogspot.com/

                                                         Ezber kalıpları: “Saldırı en iyi savunmadır!”




 

Şiir ve fotoğrafı çeken: A.Şükran Demiralp