15 Ağustos 2021 Pazar

İstanbul'umuzda Yürünebilecek Yaya Kaldırımları ve Yaya Yolları Sorunu

E-Skuter'lar Olmasınlar değil, neden kuralsız olup bitiverdiler? E-Skuter kullanımı ve parkı konusunda yoğun sorun gözlemleyen, hatta çok üzücü kazalara tanık olan bir çok arkadaşımız ve konu ile ilgili haberler var. Neden bu araçlar başıboş bir şekilde birden kaldırımları, her yeri kaplamaya başladılar? Olmasınlar değil, neden kuralsız olup bitiverdiler? (1) Bunun nedenlerinden çok önemli birisi maalesef MEDYA. İnceleyebilirsiniz: https://twitter.com/ASDemiralp/status/1443995194748284932 (2) GENEL: Eski köklenmiş alışkanlıkların temelinde yatan sorunları görmezden gelerek (çığ gibi artan otomobiller, motosikletler, kuralsızlık / kural bilmezlikler), o sorunları katlayacak yeni uygulamaları, sanki bir de çözümmüş gibi, günlük yaşama geçiren güncel bir örnek; E-Skuter uygulaması: Şehrin insan - hayvan tüm sakinlerine zarar vermektedir. Öncelikle yeni uygulamaları güncele sunmak için kurallarını da koyanların bu kuralları denetlemeleri gerektiğini düşünüyorum. Denetlenemeyen kurallar "yok hükmünde" oluyor. Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Dr. Suat Sarı, Türkiye'de hazırlanan pek çok yönetmeliğin kendisinde sorun olmadığını fakat yönetmeliklerin uygulanması ve denetlenmesinde sorunlar olduğunu ve bunun önemli bir nedeninin de pek çok Batı ülkesinde büyük kentlerde ulaşım konusunda yetkili tek bir yapı oluşturulduğunu fakat Türkiye'de bu alandaki yetkilerin valilik ve belediyeler arasında paylaştırılması nedeniyle denetim yapılamadığını söylüyor. Ancak, denetim tek elden yapılsa da bu koşullarda yine de denetlenebilir mi? Denetlenemezse insanların giderek bu nedenle: https://twitter.com/ASDemiralp/status/1443474763595370497 bu aracın da yanlış kullanımına adeta "teşvik edilecekleri" düşüncesindeyim. Hüseyin beyin değindiği konuları denetleyebilmenin olmazsa olmazı olarak görüyorum: https://twitter.com/hcimsit/status/1443596017442738183 Denetleyebilmek için de öncelikle "Işıklı işaret, plaka" gibi aracın donanımının tamamlanması, aracın kullanım kurallarının kullanıcılara net aktarılması ve kullanıcıların bu kurallara uyacaklarına dair yazılı SÖZ vermeleri güncel teknolojide mümkün görünüyor. SÖZ'ün cep telefonlarında, aracı her kiraladıklarında görebilecekleri şekilde kayıtlı olması gerektiğini düşünüyorum. Her birimiz her şeyden önce birer yayayız. Şehirlerimizi paylaştığımız hayvanlar da artık neredeyse trafik ışıklarına göre hareket etmeyi öğrendiler. Kaldırımları kullanan taşıtlar onların da kafasını karıştırıyor; aynen bizlerinki gibi. Kaldırımlara taşan herhangi araçlar; ister hareketli / ister park halinde, "bütünün" haklarına tecavüz demek oluyor. (3) Kurallar bu linkte https://www.resmigazete.gov.tr/esk.../2021/04/20210414-3.htm var. Uymayana ceza da var. Ancak, yukarıda da belirtiğim gibi, aracı tanımlayabilecek PLAKA araçta yok. Bu eksikliğin de acil giderilmesi gerekiyor. "ELEKTRİKLİ SKUTER YÖNETMELİĞİ, BEŞİNCİ BÖLÜM Sorumluluk, Yükümlülük ve Haklar Yetki belgesi verilenlerin yükümlülükleri Yönetmelik MADDE 16–(2)" içinde Plaka zorunlu olmalı. Işıklı işaretler, Zil gibi farkına varacağımız, ne yönde hareket edeceğini anlayabileceğimiz eksiklikleri donanımı- yazılımı vs, mutlaka tamamlanmalı. İlgilerinize ve katkılarınıza sunarım. Destek olabilecekler var mı acaba? Teşekkürler. Konunun muhatapları: "Ulaştırma ve Altyapı @UABakanligi , Çevre ve Şehircilik @csbgovtr ile İçişleri @TC_icisleri Bakanlıkları ve Belediye: @ibbBeyazmasa @4444154 @ibb_ulasim KONU DIŞI konu: Blog editörüne neler oldu? Ne zaman düzelebilecek?

10 Temmuz 2021 Cumartesi

Durumlar Düşünebildiğimizden Karışık!

1-) TS nedir? https://asukrandemiralp2.blogspot.com/2018/09/norogelisimsel-bozukluklar.html


3-) Genel: "Romanın ruhu karmaşıklıkların ruhudur. Her roman, okuyucusuna şöyle der: 'Durumlar senin düşündüğünden karışık'. Bu, romanın ezeli gerçeğidir; ama sorudan önce gelen ve onu dışlayan basit ve hızlı cevapların patırtısı içinde sesini gitgide daha az duyurmaktadır.":

4-) Neden: Epilepsi krizi olarak ortak olsa da;
"Bayan M ve bayan S; 80 – 90 arası yaşlardalar. Her ikisi de bu yaşlarda yaşadıkları epileptik krizleri nedeni ile beyinlerinden tekrarlayan birkaç müzik parçası duyuyorlar."

A.Şükran Demiralp, 11 Temmuz 2021







6 Temmuz 2021 Salı

Hastalıklarla Uzlaşma

Hastalıklarla Uzlaşma; kısmen bilince, kısmen de iradi kontrole bağlı olarak elde edilen düzeydir:


İyileşme arzusu: Hücresel, kimyasal ve hormonal düzeylerden benliğin örgütlenmesine kadar her türlü işlevsel örgütlenmelerden ve uzlaşmalardan oluşan, neredeyse sınırsız bir repertuarın devreye girebileceği olasılığının gerçekleşmesi.

Özel ve kamusal alan: Özel alan bireye özgü eylem ve duyguların yer aldığı alan, her yerde, insani ve gayri insani çevre ile, yani kamusal alan ile iç içe geçmiştir. Bireysel çabaları sosyal çabalardan ayıramayız, zira bunlar hastanın dünyadaki varlığına destek olur (ya da engel olur); hastanın tedaviye yönelik çabaları içinde bulunduğu dünyanın rıza göstermesine, tedaviye yönelik diğer çabalar ise hastanın rıza göstermesine / uyumuna bağlıdır. Mümkün olanı gerçekleştirmek adına birlikte çalışılmalıdır.

Rahatlama: Hastalığın temel kavramı rahatsızlık olduğuna göre,  tedavinin temel kavramı da rahatlamadır. Hastanın rahatlığını artıran her şey, patolojik potansiyelini azaltır ve hastalığı ile mümkün olan en kapsamlı uzlaşmaya yardımcı olur.

Ön koşul: Hastanın dünya ile adamakıllı bir ilişki tesis edilmesi; diğer insanlarla / diğer bir insanla. Çünkü dünyadaki varlığımızı makul bir şekilde sürdürmemiz insan ilişkileri ile makul hale gelir. Dünyanın varlığını tümüyle hissetmek, insan olarak bir diğer bireyin varlığını tümüyle hissetmeye bağlıdır; insanların varlığı bizlere gerçekliği bahşeder; insansız kalmanın gerçekdışılığı ise bu gerçekliği bizden alır götürür; gerçekliğe, güvene ve güvencede olmaya dair hislerimiz, ciddi boyutta insan ilişkisine dayalıdır. Tek bir iyi ilişki, içine düştüğümüz sorun denizinde bize uzatılan bir can simidi, bir kutup yıldızı / bir pusula gibidir. İnsanlarla yakınlaşma iyileştiricidir.

Dünyayı evimiz gibi hissedebilmek: Bu duyguyu farklı ortamlarda sürdürebilmek; örneğin nörolojik ve psikiyatrik hastaların ihtiyaç duyduğu hastanelerin akıl hastanesi kimliğine bürünmesi hastaların gerçeklik ve evlerinde hissetme duygularından onları mahrum eder; onları sahte bir evin ve hastalığın bedelini ödedikleri bir yerin içine iter. Bu, gerçekdışı, mucizevi beklentilerin eşlik ettiği, sahte bir evdeki sahte vaatlerin sadece ilaç(lar)la gerçekleşeceğinin umulmasıdır. Sahte ortamlar ve gerilim ilaçlarla uzlaşmanın önünde en önemli engeldir.

Öz: Deneyim gerçekliğin yegane ölçütüdür.  Klinik tıbbın gündelik uygulaması teorik hatta felsefi  bakış açılarına ihtiyaç duyar.  Ve bizleri ihtiyaç duyduğumuz bakış açılarına kusursuz biçimde yönlendirir.  Tıbbın felsefi bir eğitim sağlıyor olması keyif veren bir keşiftir. Filozofların arasında neredeyse bir tek Nietzsche, felsefeyi, insan bedenini algılamamızın ya da yanlış algılamamızın temelinde ele alır ve dolaysıyla filozof doktor idealine itimat eder. Tıp sadece ilaç vermekten ibaret oldukça, zeka ya da düşünceye çok az yer kalır; doktorlar sadece şifa dağıtmakla yetinmeMElidirler. Eğer herhangi bir tedavi yöntemi ya da ilaç "salt tıbba dayalı" herhangi bir yaklaşım hastaların sorunlarını kökten çözseydi, gözönüne alınacak herhangi bir durum ya da ele alınacak herhangi bir mesele kalmazdı.  

Kaynak: Dr. Oliver Sacks,


Derleyen: A.Şükran Demiralp, 12-12-2016


 

4 Temmuz 2021 Pazar

TİKLER VE TOURETTE SENDROMU BİLGİSİ ve TÜRKİYE'de KÜRESEL VATANDAŞLIK DERSİ VEREN ABD'li bir ÖĞRETMEN

OLAY:

Bizim gibi gelişmekte olan bir ülkede bir ilköğretim okulunda şöyle bir olay gerçekleşiyor: Okulda KÜRESEL VATANDAŞLIK (Global Citizenship) diye bir dersi vermesi için ABD'den bir öğretmen getirtiliyor; haftada 1 saatlik bir ders. Başka derslerde olabildiği gibi, bu ders sırasında da tikleri yoğunlaşan bir öğrenciye BU öğretmen sus işareti yapıyor ve sınıftan dışarı çıkması için kapıyı gösteriyor. O günden beri öğrencinin tiklerinde çok belirgin bir artış başlıyor. Çocuk okula gitmek istemiyor. Halbuki bu olay öncesinde çok sosyal, başarılı ve severek okula devam eden bir çocuk olduğu bilgisi var!

İRDELEMEYE ÇALIŞALIM:
ABD Tourette konusunda yıllardır; 1972'den beri süregelen bir örgütlenmeye sahip bir ülkedir! Hasta ve yakınlarının eğitimi, okullar için düzenlenmiş mektup örnekleri, tikler vbg ile ilgili bir çok vidyo vbg çalışmalar ve akademik araştırmalarda dünyaya öncülük etmektedir! Bizler de, onların çalışmalarından bir çok çeviri yapageldik: http://bit.ly/2jo3Ftu.
Böyleyken, uluslararası bir okulda KÜRESEL VATANDAŞLIK (!) dersi veren bir öğretmenin TİKLER ve TOURETTE SENDROMU'ndan habersiz olması durumu için ne düşünelim?
Nasıl bir vaka? KÜRESEL EZBER örneği!
Aktarılan OLAY gerçektir.


VE 45 YILDIR TS konusunda BİLİMİN ve KAMUOYUNUN EN ÇOK GELİŞİM GÖSTERDİĞİNİ SANDIĞIMIZ ABD!



Derleyen: A.Şükran Demiralp, 2017