SORGULAYABİLMENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER NELERDİR?
ÖNCE GENEL BİR BAKIŞ .. ..
Prof. Dr. Mehmet Şener:
ÇOK DİSİPLİNLİ ETİK KONGRESİNİN ARDINDAN yazısından
alıntı: ".....Bir
insanın etik temelde sorgulayabilmesi için, o insanın iradesinin herhangi bir
otoritenin vesayati / baskısı altında kalmadan karar verme özgürlüğüne sahip
olması , nasıl davranacağı konusunda seçeneklerinin elinden alınmış olmaması
gerekmektedir. " 31- 08-2012, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji eki
M.Tınaz Titiz, SORUNLARIN İNTİKAMI kitabı, SAHTE SANATLAR TOPLUMU'undan alıntı: "Örneğin sahte politikacı, sahte bilim adamı, sahte ekonomist ve sahte sanatçı öyle bir birlik kurmaktadırlar ki, birisine dokunduğunuz zaman hepsinin sesi çıkmakta, hepsi birbirini kollamaktadır. Çünkü bütün bu kesimler, varlıklarını ancak birbirinin desteği ile mümkün olabileceğinin bilincindedirler. Buradan şu anlaşılmaktadır: Eğer bu kesimlerden birisi yerine, gerçeği geçebilse, diğerleri dayanıksız kalacaktır."
Kaynak için sağı tıklayınız --> http://asukrandemiralp1.blogspot.com.tr/2013/10/sorunlarin-intikami-cozemeyeni-cozerler.html
30 Ağustos 2017, EK: Prof.
Ioanna Kuçuradi: "Acı çekmemizin nedeni bilgisizlik!
‘Aydınlanma' ile ilgili olarak 18. yüzyılda çok önemli
bir görüş getirmiş olan Kant,
“aydınlanmayı, kişinin kendi iradesiyle düştüğü toyluk durumundan çıkması,
bilmeye cesaret etmesi” olarak tanımlıyor. Günümüz dünyasındaki olayları
düşünerek, aydınlanmayı “KİŞİnin belirli bir durumda EYLEMDE
bulunurken, o konuyla ilgili BİLGİye ve ETİK DEĞER BİLGİSİNe dayanarak bunları
YAPMASI” şeklinde
dile getirmek istiyorum. ‘BİLGİ'den de, onu ortaya koyandan bağımsız bir
nesnesi (hakkında olduğu bir şey) olan ÖNERMELERİ / YARGILARI anlıyorum. Böyle
bir temele dayanarak düşünen, buna göre de kararlar veren ve eylemde bulunan
kişiler de, olan biten hakkında enformasyon eksikliğinden yanlış yapabilirler.
Ama böyle yapmayanlara oranla ÇOK DAHA AZ YANLIŞ YAPARLAR."
Kaynak için sağı tıklayınız --> http://asukrandemiralp1.blogspot.com.tr/2017/02/turkiye-ozgurlukler-raporu-ve-dusunce.html
Örnek: Etik değer bilgisi yoksa geriye kalan? Tıklayınız --> "Ceza ve Ödül"
Yorum:
Öyle ise, sorgulamanın önündeki en büyük engel bilgisizlik / bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma derken bilgisizlik sadece bir konudaki bilgi eksikliği olarak algılanmaMAlıdır. Yukarıdaki alıntılardan da ulaşılan bilginin temelinde ETİK DEĞERLER BİLGİSİ = BİR İNSANIN ASLA YAPMAMASI GEREKEN TEMEL DAVRANIŞLAR BİLGİSİ anlaşılmalıdır.
Yorum:
Öyle ise, sorgulamanın önündeki en büyük engel bilgisizlik / bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma derken bilgisizlik sadece bir konudaki bilgi eksikliği olarak algılanmaMAlıdır. Yukarıdaki alıntılardan da ulaşılan bilginin temelinde ETİK DEĞERLER BİLGİSİ = BİR İNSANIN ASLA YAPMAMASI GEREKEN TEMEL DAVRANIŞLAR BİLGİSİ anlaşılmalıdır.
Günümüzde varılan sonuç olarak en büyük engeli önce ETİK
BİLGİ TEMELLİ AĞ YAPISININ SOMUT BİR ÖRNEĞİNİN YOKLUĞU olarak görebiliriz.
Çoklu medyadaki popüler ayrıştırıcı kültür ürünleri de; belgeseller dahil, ETİK BİLGİ TEMELİNDEN yoksun uygulamalarla dolu değil mi? Neden?
Kaynak için sağı tıklayınız --> http://www.beyaznokta.org.tr/cms/images/BelgeselYapimcilariicinEtikGuvence2.pdf
Çoklu medyadaki popüler ayrıştırıcı kültür ürünleri de; belgeseller dahil, ETİK BİLGİ TEMELİNDEN yoksun uygulamalarla dolu değil mi? Neden?
Kaynak için sağı tıklayınız --> http://www.beyaznokta.org.tr/cms/images/BelgeselYapimcilariicinEtikGuvence2.pdf
Aksi bir örnek bilgisi olan var mı?
A.Şükran Demiralp
31 Ağustos 2016
12 Eylül 2017, EK: Prof. Betül Çotuksöken: "Asıl dikkat çekilmesi gereken nokta, bireyin kişi olabilmesinin olmazsa olmaz koşulunun, kişinin kendisiyle olan ilişkisini bilme edimi üzerinden kurmasının gerekliliğidir. Birey, kendisiyle olan ilişkisini, salt duygusal nitelikli, sezme, inanma vb. edimler üzerinden kurup, düşünme ve bilme edimine yer açmıyorsa; bu durumda kendini tanıma, durum değerlendirmesi yapabilme, sonunda da sorumluluk alabilme gibi bir noktaya ulaşması olsa olsa rastlantıya kalmıştır. Ancak baştan beri ya da öteden beri bilme edimiyle daha çok yaşama dünyasına yönelen, toplumsal olarak benimsenmiş, hiçbir biçimde eleştirilmeyen yaşama çerçeveleriyle olan bağını zaman zaman gözden geçiren, çeşitli düzlemlerdeki varolanı, bilme edimiyle mercek altına alan, varolana mesafe kazanabilen toplumlarda, toplumsal nitelikli ahlakla etik arasındaki uzaklığın daha az olduğunu ileri sürebiliriz."
Kaynak için sağı tıklayınız --> http://www.antalyafelsefe.com/2012/sunumlar/Betul_Cotuksoken-AFG-2012.pdf
7 Ekim 2017, CKM Seminer, EK: Prof. Betül Çotuksöken, Gerek ve Yeter Koşullar: "Gerçek için bilimsel bilgi gereklidir, ancak yeterli değildir. Yeterli olması ETİK DEĞERLER BİLGİSİ İLE OLASIDIR."
NOT: "Etik ve ahlak arasındaki bir fark:
- Etik daha çok ahlak üzerinde konuşur, sorgular, tartışır, düşünür, yargılar.
- Ahlak yöresel, Etik ise evrenseldir. Etik, evrensel kabul gören kurallardır."
Devam edecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder