Muhataplarına...
İlk öykü:
Dün akşam – 7 Mart 2019, bir anne ile telefonda
konuştum. Kızının derdine çare arayan içi yaralı bir anne.
ÖNCE BİLİMSEL YOL DENEMİŞ; KURUMLAR, İNSANLAR ARASI İLETİŞİM: Bir ay önce
çare için Ankara’ya gidin demişler bazı hasta yakınları. Bir doktorun araştırmasından
söz etmişler. Gitmişler. Bulunduğu şehirde yapılan kan tetkiklerinin aynısını
yeniden istemişler. Anne biz daha yeni yaptırdık demiş. Biz sizin oradaki
doktorları ve hizmetleri beğenmeyiz, burada yeniden yaptıracaksınız denmiş?
Yaptırmışlar, sonuç; sizin kızınız/oğlunuz bizim
araştırdığımız konu ile ilgili değil?
NOT: Bilimsel araştırmalar tek tek kişiler için değildir.
Projeler içindir - örn. 1, 2, 3, gibi.. . O sırada tesadüfen derdinize çare olabilirse olabilir?
Yerleşik oturmuş tedavi ise tüm sağlık kurumlarında benzer yapılan
uygulamalardır. Onlar daha önce araştırılmış, birçok hayvan ve insan üzerinde
denenmiş önemli istatistik sonuçlara göre tedavi standartı olarak
belirlenmişlerdir. Günümüzde, örneğin; Tikler ve Tourette Sendromu için en çok
denenmiş olan ilaçlı tedavilerdir. Bu tedaviler de bozukluğu ortadan kaldıracak
güçte değil; belirtileri baskılamak ve/veya azaltmaya yönelik işlemektedir. İlk
yapılması gereken ise, öncelikle bozukluğu yaşayan bireyi, yaşadığı ortamla
birlikte; ailesi, ekonomik ve sosyal koşulları, farklı dönemlerdeki farklı
davranış alışkanlıkları vb gibi, ele almak olabilmeliydi.
SONRA BİLİM DIŞI: Anne çaresizlikle bu kez de bilim
dışı bir çare için arayışa geçmiş. Bir kadın uzaktan, cep telefonu ile enerji
iletip kızının derdine çare olacağını iddia etmiş. Fiyatı da oldukça yüklü
olunca, anne biraz indirim istemiş. İndirimi duyunca enerjici kadın demediğini
bırakmamış telefonda…
Böyle uzaktan enerjiciler 10 yıl öncesi cep telefonsuz enerji
iletirlerdi. Elbette HİÇ bir işe de YARAMAZDI; kendileri yüklü para kazanmaları
dışında. Şimdi teknoloji kullanmaya başlamışlar anlaşılan J
Hasta Bilgilendirme Onam Formları'nın önemi aynı zamanda bilimsel yönteme güven içindir de.. Yöntemi anlayamazsak, neden-sonuç etkileşimlerini de anlayamayız. Olasılıklar üzerinden düşünemeyiz. "Nasıl iyi olunur?" için önümüze gelen her şeyi "gözü kara" deneriz. Bu noktada bilim ve diğer karışmış olur.
Hasta Bilgilendirme Onam Formları'nın önemi aynı zamanda bilimsel yönteme güven içindir de.. Yöntemi anlayamazsak, neden-sonuç etkileşimlerini de anlayamayız. Olasılıklar üzerinden düşünemeyiz. "Nasıl iyi olunur?" için önümüze gelen her şeyi "gözü kara" deneriz. Bu noktada bilim ve diğer karışmış olur.
2009 – 2010 yıllarından bir başka gerçek yaşam öyküsü:
BİLİM ve KURUMLAR İNSANLAR, ARASI İLETİŞİM: En az
iki üniversite hastanesinden – Nöroloji ve Psikiyatri ile ilgili, doktor raporları var olası tanı ile ilgili
olarak. Hem de çocukluktan bu yana farklı yıllardan hep tanıyı destekleyen
yönde. Sonra bir sağlık kurumuna bu raporlarla gidiliyor. Onun da rapor vermesi
gerekiyor. Sıkıntı yaşayan kişinin semptomları (belirtileri) onu en kışkırtıcı
şekilde test edilmeye kalkışılıyor? Onca yıldır yaşananlar HİÇ gözönüne
alınmadan acımasızca yapılan psikolojik kışkırtmalarla TEST? Üstelik bu gibi durumları tedavi eden bölümde, uzmanlar tarafından?
Sonrasını tahmin edebilirsiniz…
Yani siz, şeker hastasının çeşitli zamanlarda yaptırdığı
tetkiklere güvenmeyip ona saatlerce, günlerce şeker yedirirseniz neler
olabilir? Gibi…
Bir insanı "gerçekten tikleri mi var, yoksa rol mü yapıyor?" diye test etmenin BİLİMSEL yolu, onu TİK KRİZİne sokmak olamaz. Bilim RİSKLERİ hesaplar. "
İRDELEME:
Bilimsel kurumlar arasında etkileşim ve uzlaşma
olamazsa, bilimde etik – içtenlik -canlılar sadece projelerinizin
bir aracı değillerdir- olmazsa neler olabilir? Sıkıntı yaşayana güvenmeyip,
inadına kışkırtarak test etmeye kalkışılırsa neler olabilir? Bu mudur BİLİMİN
ÖLÇME YÖNTEMİ? Elbette BU DEĞİL. Bu bilimin emanet edildiği bazı kişilerle,
sistemlerle ilgili sorun yumaklarından birisi.
Öncelikle genel standartlar güvenilir olmalı ve tekrar
ölçmek, test etmek gerekiyorsa da o kişiye, o canlıya zarar vermeyecek şekilde düzenlenmelidir.
En azından TIP BİLİMİ ile uğraşanlar için: Bilgi
etkileşiminde bulunduğunuz insanlarla aranızda ORTAK BİR DİL OLUŞMALI,
herşeyden önce GÜVEN olmalı değil mi? Yoksa da neden YOK? Önce buralardan
başlayalım.
LÜTFEN UNUTMAYALIM: Benzer acıları çekseler bile her
insanın acısı kendine özeldir. Acı ÖZNELDİR, günümüzde soyuttur. Sayılamaz.
Bireyin şikayeti, çektiği acı ile ilgilidir. Ancak, insanların ortak ihtiyaçları net ve somuttur. Acıların büyük bir bölümü BU ORTAK İHTİYAÇLARIN ADİL PAYLAŞILAMAMASI ile ilgilidir. ÖZ olarak SOMUT koşulların bozukluğu nedeni
ile çekilen acı KATLANABİLME KATSAYISI YÜKSEK BİREYDE daha az iken, DÜŞÜK BİREYDE
DAHA FAZ-LA-DIR!
Ancak, yüzyıllardır bu kısım atlanır.
Soyut kısma daha çok odaklanılır? NEDEN? Neden?
NEDEN?.....
SONUÇ: Ne olursa olsun izlenmesi gereken yol BİLİMSEL OLANDIR. Bilim kendi evini diğer
herşeyden önce ve belki diğer herşeyi de temizler. Çünkü gittiği yolu
aydınlatacak olanın GERÇEKLER olduğunu bilir.
KADINLAR GÜNÜ müydü?
Yukarıda yazılanlar tüm günlerimizle ilgilidir;
hepimiz için. Gün ayrımcılığı ne kadınları, ne diğer canlıları, ne de erkekleri
kurtarmaya yetmiyor işte.
AŞAĞIDAKİ UZMANLARIN CİNSİYETİ HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL…
Geçen gün ultrason çeken uzman doktorun içtenliğini
hissedince içimdeki cılızlaşan ışık yeniden alevlendi. Yıllar önce ikinci meme ameliyatına
girerken de anestezi uzmanının üzerime battaniye çekerkenki yumuşaklığının
benzeriydi.
Daha iyi günlere..
Derleyen: A.Şükran Demiralp, 8 Mart 2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder