31 Ağustos 2016 Çarşamba

SORGULAYABİLMEK!

SORGULAYABİLMENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER NELERDİR?

ÖNCE GENEL BİR BAKIŞ .. ..

Prof. Dr. Mehmet Şener: 
ÇOK DİSİPLİNLİ ETİK KONGRESİNİN ARDINDAN yazısından alıntı: ".....Bir insanın etik temelde sorgulayabilmesi için, o insanın iradesinin herhangi bir otoritenin vesayati / baskısı altında kalmadan karar verme özgürlüğüne sahip olması , nasıl davranacağı konusunda seçeneklerinin elinden alınmış olmaması gerekmektedir. " 31- 08-2012, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji eki

M.Tınaz Titiz, SORUNLARIN İNTİKAMI kitabı, SAHTE SANATLAR TOPLUMU'undan alıntı: "Örneğin
sahte politikacı, sahte bilim adamı, sahte ekonomist ve sahte sanatçı öyle bir birlik kurmaktadırlar ki, birisine dokunduğunuz zaman hepsinin sesi çıkmakta, hepsi birbirini kollamaktadır. Çünkü bütün bu kesimler, varlıklarını ancak birbirinin desteği ile mümkün olabileceğinin bilincindedirler. Buradan şu anlaşılmaktadır: Eğer bu kesimlerden birisi yerine, gerçeği geçebilse, diğerleri dayanıksız kalacaktır." 
Kaynak için sağı tıklayınız --> http://asukrandemiralp1.blogspot.com.tr/2013/10/sorunlarin-intikami-cozemeyeni-cozerler.html

30 Ağustos 2017, EK: Prof. Ioanna Kuçuradi:  "Acı çekmemizin nedeni bilgisizlik!
‘Aydınlanma' ile ilgili olarak 18. yüzyılda çok önemli bir görüş getirmiş olan Kant, “aydınlanmayı, kişinin kendi iradesiyle düştüğü toyluk durumundan çıkması, bilmeye cesaret etmesi” olarak tanımlıyor. Günümüz dünyasındaki olayları düşünerek, aydınlanmayı “KİŞİnin belirli bir durumda EYLEMDE bulunurken, o konuyla ilgili BİLGİye ve ETİK DEĞER BİLGİSİNe dayanarak bunları YAPMASI şeklinde dile getirmek istiyorum. ‘BİLGİ'den de, onu ortaya koyandan bağımsız bir nesnesi (hakkında olduğu bir şey) olan ÖNERMELERİ / YARGILARI anlıyorum. Böyle bir temele dayanarak düşünen, buna göre de kararlar veren ve eylemde bulunan kişiler de, olan biten hakkında enformasyon eksikliğinden yanlış yapabilirler. Ama böyle yapmayanlara oranla ÇOK DAHA AZ YANLIŞ YAPARLAR."

Örnek: Etik değer bilgisi yoksa geriye kalan? Tıklayınız --> "Ceza ve Ödül"

Yorum: 
Öyle ise,  sorgulamanın önündeki en büyük engel bilgisizlik / bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma derken bilgisizlik sadece bir konudaki bilgi eksikliği olarak algılanmaMAlıdır. Yukarıdaki alıntılardan da ulaşılan bilginin temelinde ETİK DEĞERLER BİLGİSİ = BİR İNSANIN ASLA YAPMAMASI GEREKEN TEMEL DAVRANIŞLAR BİLGİSİ anlaşılmalıdır.

Günümüzde varılan sonuç olarak en büyük engeli önce ETİK BİLGİ TEMELLİ AĞ YAPISININ SOMUT BİR ÖRNEĞİNİN YOKLUĞU olarak görebiliriz. 

Çoklu medyadaki popüler ayrıştırıcı kültür ürünleri de; belgeseller dahil, ETİK BİLGİ TEMELİNDEN yoksun uygulamalarla dolu değil mi? Neden? 
Kaynak için sağı  tıklayınız -->  http://www.beyaznokta.org.tr/cms/images/BelgeselYapimcilariicinEtikGuvence2.pdf

Aksi bir örnek bilgisi olan var mı?

A.Şükran Demiralp

31 Ağustos 2016

12 Eylül 2017, EK: Prof. Betül Çotuksöken: "Asıl dikkat çekilmesi gereken nokta, bireyin kişi olabilmesinin olmazsa olmaz koşulunun, kişinin kendisiyle olan ilişkisini bilme edimi üzerinden kurmasının gerekliliğidir. Birey, kendisiyle olan ilişkisini, salt duygusal nitelikli, sezme, inanma vb. edimler üzerinden kurup, düşünme ve bilme edimine yer açmıyorsa; bu durumda kendini tanıma, durum değerlendirmesi yapabilme, sonunda da sorumluluk alabilme gibi bir noktaya ulaşması olsa olsa rastlantıya kalmıştır. Ancak baştan beri ya da öteden beri bilme edimiyle daha çok yaşama dünyasına yönelen, toplumsal olarak benimsenmiş, hiçbir biçimde eleştirilmeyen yaşama çerçeveleriyle olan bağını zaman zaman gözden geçiren, çeşitli düzlemlerdeki varolanı, bilme edimiyle mercek altına alan, varolana mesafe kazanabilen toplumlarda, toplumsal nitelikli ahlakla etik arasındaki uzaklığın daha az olduğunu ileri sürebiliriz."
Kaynak için sağı  tıklayınız --> http://www.antalyafelsefe.com/2012/sunumlar/Betul_Cotuksoken-AFG-2012.pdf


7 Ekim 2017, CKM Seminer, EK: Prof. Betül Çotuksöken, Gerek ve Yeter Koşullar: "Gerçek için bilimsel bilgi gereklidir, ancak yeterli değildir. Yeterli olması ETİK DEĞERLER BİLGİSİ İLE OLASIDIR." 



NOT: "Etik ve ahlak arasındaki bir fark: 
           - Etik daha çok ahlak üzerinde konuşur, sorgular, tartışır, düşünür, yargılar. 
           - Ahlak yöresel, Etik ise evrenseldir. Etik, evrensel kabul gören kurallardır."


Devam edecek...










21 Ağustos 2016 Pazar

APTAL_ Kavram Mutfağı İçin _ 2

APTAL KİMlerE DERLER?

Aşağıda, satırlardaki TIK kelimesi link içerir; tıklayabilirsiniz.


(1) Vikipedi'ye göre (TIK) APTAL; zeka, anlayış ve sağduyu eksikliği olandır.


(2) İktisat Tarihçisi, akademisyen Carlo M. Cipolla'nın (TIK) aptal tanımından aklımda kalanlara göre: 
Büyük resimde kendine, dünyaya ve evrene HİÇ BİR YARARI olmayanlar; hiç bir değer üretemeyip varolanları da sömürüp yokedenler.

Bu aptallar, rahip / din adamı, kral, tüccar, siyasetçi, iş adamı / iş kadını( 11/10/2016 tarihinde eklendi), akademisyen ve günümüzdeki değişik yansımaları olabilir. Ve yüzyıllardır beyinlerimizi yıkayarak, kandırarak bizleri sömürürler. 

SömüRÜLENden çok KURNAZ sömüRENe APTAL deniyor gibi hatırlıyorum nedense. Çünkü SÖMÜRENin silahı TEK  DOĞRULARINA koşullamadır: Akılları yok etmek en büyük aptallık değil mi?

(3) Mantıklı insanlar aptal insanların hangi  yoldan  ve nasıl güç ve mevkilere ulaşmayı başardıklarını sorgularlar. Ve çözüm üretmeye çalışırlar. Şöyle ki:

"Anlaşabilmek, uzlaşabilmek için BİR KAÇ TEMEL İLKE yeterlidir" diyerek her alanda SÖMÜRÜYE NEDEN OLABİLECEK karmaşayı yok etmek isterler.. Ancak, bu da nesi? Bu temel ilkeleri belirleyeBİLENlerde de bir bütünlük görebilmek zor; sorunlar devam ediyor? Temel sorun o zaman  çoğunluğun SÖZünü TUTa(!)maMAK gibi bir sıkıntısı var gibi görünür! Neden?

Birinci YAYGIN neden; SÖZün arkasındaki TEMEL DEĞERLERİ de kullanma kurnazlığı gibi! * Yani APTALLIK; bütüne zarar verme ve kabul edilen vizyon, misyon ve özdeğer'e de zarar verme şeklinde burada da kendini gösterir! 

Aptallığın her kesimde benzer oranda olduğunu iddia eden C.M.Cipolla aptalların verdikleri zararın geldikleri noktanın gücüne göre arttığını söyler. Dolaysıyla en güçlü noktalara gelen aptallar en çok zarar verenlerdir.

Sorun Çözme Kabiliyeti'nin en büyük engelleyicisi de APTALLAR gibi görünüyor: C.M.Cipolla'nın tanımladığı APTAL kavramının içine DOĞRU DÜŞÜNEBİLME (TIK) kabiliyetinin yetersizliği de giriyor. İşte böyle APTALLAR, saflar vbg insanlardan kalıpları(TIK) sorgulamalarını beklemek nafiledir. Bu nedenle de örnek tavırlı(TIK) insanların da her kesimde belli bir oranda olduğunu biliyorsak bu insanların yolunu açabilmelerine destek olmak ve diğer APTALları gün yüzüne çıkarmak ve yalnız bırakmak değer üretir. Aksi durum olan APTALLARA destek vermek ise, SAFLIK tanımına girebilir.



Buradan vardığım sonuç: 

APTAL: BÜTÜNLÜK kavramını algılayamayan ve hırslarına köle olan, bilim, din, etik vs demeden her alanın kavramlarını sömürü aracına çeviren belli sayıdaki  bireylere uyan genel bir kavramdır.

Derleyen: A.Şükran Demiralp, 21-08-2016

Kavram Mutfağı(TIK)



19 Ağustos 2016 Cuma

MUTLU BİREYLERİN SAYISINI NASIL ÇOĞALTABİLİRİZ?

Rev-2
MUTSUZ BİREYLERİN SAYISINI NASIL AZALTABİLİRİZ? 
SEÇİMLERİMİZİN NE KADAR BİZİM? DAVRANIŞLARIMIZIN GENETİK, ÇEVRESEL ve GEN-ÇEVRE ETKİLEŞİMLİ KÖKENLERİ NELER OLABİLİR?






SONUÇLAR
VAROLUŞUMUZ; Fiziksel, hormonal, nörolojik, psikolojik, sosyal, … = düşünce, duygu ve  davranışlarımız

Düşüncelerimiz duygularımızı ve dolaysıyla davranışlarımızı etkiler!

MUTSUZLUKLARI ve MUTSUZ BİREYLERİN SAYISINI NASIL AZALTABİLİRİZ?

(1) Düşünme biçimlerimizi irdeleyerek

YANLIŞ DÜŞÜNME(Duyguların etkisinde):
·         Koşullama
·         Etiketleme; sabitleme
·         Abartma; Genelleme – Büyütme – Küçültme
·         Seçici Odaklanma
·         Sürekli yargılama
·         Suçlama - Savunma

DOĞRU DÜŞÜNME(Gerçeklerin etkisinde) 
·         Neden – Sonuç ilişkilerini irdeleyerek:
o   Kesintisiz, yanlışlanabilir adımlar halinde(önce kendinden; kendini atlarsa diğerlerini koşullamaya girer)
o   En önemliden başlayıp seçerek(etik değerler açısıyla bakarak)
o   Gerçek ve Doğruların farklı olabileceği
    o Önceliğin her zaman gerçeğe verilmesi 

DOĞRU DÜŞÜNME kavramı için sağdakini TIK: DOĞRU DÜŞÜNME


(2) Lütfen sağdakini TIK: ETG


Devam edecek…

27 Temmuz 2016 Çarşamba

NADİR DURUMLARA BİLİMİN; Bilim İnsanlarının vd İnsanların İLGİSİ NASIL? NEDEN?

BİLİMİN NADİR SANILAN DURUMLARA İLGİSİ NEDEN BU KADAR AZ?

Bir iki yıl önceki özel bir gözlemim ve çeşitli ülkelerde olup bitenlere bakınca şöyle bir tablo ortaya çıkıyor:
(1) "NADİR sanılan HASTALIKLAR az sayıda kişinin sorunu olduğu düşünce kalıbı nedeni ile ARAŞTIRILMASI ve ETKİLENEN ÇEVRELERE DESTEK OLUNMASI İÇİN YATIRIM YAPMAYA DEĞMEZ!
(2) Bu kalıbı kıran tek tük NADİR bir kaçVAKA mutlaka çok zengin ve ünlü birilerinin yakınında gerçekleşmiştir.
GENEL: Sorun haline dönüşen NADİR VAKALARIN çoğu nasıl olsa dünyadaki eşitsizliklerden kaynaklanageldiği için BİLİM vs bunu çözeMEZ(!) YARGISI! Vs, vs ve de vs..

Halbuki NADİR sanılandan elde edilebilecek bir çok bilgi-bulgu YAYGIN görünenlerin çıkmazlarını da ÇÖZEBİLİR! Öyle değil mi?

NADİR BİR ÇOK DURUMU MERAK EDECEK KADAR, sadece bilim insanı değil, her kesimden BİLİMSEL DÜŞÜNCE TUTKUNU, KAÇ KİŞİ VAR?

A.Şükran Demiralp, 27-07-2016

20 Temmuz 2016 Google haberlerinden: Nijerya; Rahma Haruna; 19 Yıldır Plastik Leğende Yaşıyor!









  

25 Temmuz 2016 Pazartesi

NEyiz?

Ne kadar biliyoruz? 
Nasıl daha çok öğrenebiliriz?....
A.Şükran Demiralp, 26-07-2016

"İnsan sahip olduklarının toplamı değildir, henüz sahip olamadıklarının ve sahip olabileceklerinin bütünüdür." 

 "Man is not the sum of what he has but the totality of what he does not yet have, of what he might have."@irvin_yalom

17 Temmuz 2016 Pazar

15 Temmuz Darbe Girişimi ve Bir Seçmen Olarak Düşüncelerim

Bir seçmen olarak düşüncelerim:
AKP, CHP, HDP, MHP pek çoğumuzu TBMM'de temsil eden partilerdir.
ORTAK BİLDİRİLERİNDEN ALINTI: "Meclis (TBMM) görevinin başındadır ve milletin meclisi, millete ve egemenliğine yönelik bu saldırıya girişenlere HUKUK İÇERİSİNDE bedelini en ağır şekilde ödetecektir. Türkiye'de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının en somut ispatı da bu ortak bildiridir.
Dört parti olarak, farklı görüşlerimiz olsa da hepimiz tüm milletvekillerimizle, tüm teşkilatlarımızla milli iradenin yanındayız, milli iradeye hep birlikte sahip çıkıyoruz ve ebediyen sahip çıkacağız. Milletimiz müsterih olsun."
Öncelikle NET BİLGİLERE ULAŞILMASI benim için önemlidir. Bunun için her türlü araştırma, konu ile ilgili YURT DIŞI ve İÇİ BAĞLANTILAR; doğrudan / dolaylı olanların tümü olarak, ORTAYA KONULMALIDIR. Bu konuda TBMM'deki ORTAK GÖRÜŞe göre de, HUKUK İÇERİSİNDE her türlü bağlantı ortaya çıkarılacak ve bedeli yine HUKUK İÇERİSİNDE ödetilecektir.
BAZI BİLGİLER
Vikipedi'deki bilgilere göre: DARBE'yi başlatanlar 1. ve 2. ORDU, Türk Hava Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı içerisinden BİLİNMEYEN SAYIDA ASKERLER olarak belirtilmektedir. Bu bilinmeyen sayıda askerinAK Parti-Gülen Hareketi çatışması kapsamında Ağustos ayında yapılacak olan Yüksek Askerî Şûra(YAŞ) toplantısında tasfiye edileceği öngörülen Gülen Hareketi'ne yakın çeşitli kademede askeri yetkililerin, bu tasfiyeyi önlemek ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ele geçirmek amacıyla başlatıldığı iddia edilmiştir. 
 "... darbe girişimi ve inisiyatif körelmesi meselesi.."CNN Türk TV kanalında, CHP milletvekili (eski asker) Dursun Çiçek’e, darbe girişimiyle ilgili olarak Ahu Özyurt son derece akıllı bir soru soruyor: “Genel Kurmay Başkanı’nın pasifiz edilmesi sonrasında, serbest durumda bulunan üst düzey bir komutan –örneğin 1nci Ordu komutanı- niçin önceden belirlenmiş bir yetki paylaşımı planı uyarınca inisiyatif almamıştır?” Soru kelime kelime tam böyle değil ama anlam tam böyle." Cevap ise çarpıcı: Eskiden olsa kullanırlardı, ama Balyoz ve Ergenekon davaları sonunda kimse inisiyatif kullanmak istemez olduKaynak: 15 Temmuz Darbe Girişimi ve Alınacak Bir Ders
TBMM çelik irade gücünü LAİK, DEMOKRATİK , HUKUK DEVLETİNDEN ALMAKTADIR. Bu güce karşı gelenlere karşı yapılacaklar yine HUKUK DEVLETİ çerçevesinde olacaktır.
SAYGI, SEVGİ ve GÜVENLİ bir YAŞAM DİLEKLERİMLE..
Derleyen: A.Şükran Demiralp, 17-07-2016

16 Temmuz 2016 Cumartesi

FEYNMAN’ın yanılgısı var mı? VARsa, NE olabilir? YOKsa neden YOK?

FEYNMAN’ın yanılgısı var mı? VARsa, NE olabilir? YOKsa neden YOK?

ALINTI: “Ama ne yapıp edip kendimizi kandırmaMAyı; tam bilimsel bütünlüğe ulaşmayı, hiçbir derste özellikle anlatılan bir konu değildir. Sadece sizin ozmos yolu ile bunu kaptığınızı ümit ederiz.
Halbuki, ilk ilke kendimizi kandırmaMAmızdır. En kolay kandırılacak kişi insanın kendisidir. Kendimizi kandırmadığımızda diğer bilim insanlarını kandırmamız hiç kolay değildir. Ondan sonra artık herkes kadar dürüst olmanız yeterlidir.

Bilim için zorunlu olmayan, ama inandığım bir şey; bilim insanı olarak diğer insanlarla konuşurken onları yanıltmaMAmız. Size karınızı / kız arkadaşınızı kandırırken ya da buna benzer bir şey yaparken ne yapmanız gerektiğini söylemiyorum. O zaman bilim insanı olmaya çaba sarf etmiyorsunuz, sadece normal bir insan olmaya gayret ediyorsunuz. Bu sorunları size ve inançlarınıza bırakıyorum. Ben özel, ilave bir bilimsel bütünlükten bahsediyorum.  Bu yalan söylemek değildir, ama nasıl yanılmış olabileceğinizi de göstermek için gayret etmektir.“


* Kaynak: Eminim Şaka Yapıyorsunuz Bay Feynman, Richard P. Feynman, Alfa/Bilim

Derleyen: A.Şükran Demiralp,
16-07-2016