19 Temmuz 2019 Cuma

Biz mi seçiyoruz?


Gen – Çevre Etkileşimleri

Seçimlerimiz ne kadar bireysel olabilir? Bunun bilincinde olursak neleri değiştirebiliriz?
Aşağıda bulduğum - derlediğim bilgileri gözden geçirerek anlamaya çalışıyorum.
Devam edecek...
A.Şükran Demiralp, 19 Temmuz 2019

(1): "Hayattaki Yanlış Seçimleriniz DNA Yoluyla Gelecek Nesillere Aktarılabilir
Yeni araştırmalar ilk defa, zayıf yaşam tarzımızın çevresel stres etkenlerinin ve travma izlerinin DNA boyunca gelecek nesillere aktarılabildiğini, potansiyel olarak çocuklarımızı zihinsel rahatsızlıklara ve obeziteye karşı daha eğilimli hale getirdiğini gösterdi.

Bilim adamları, kıtlık gibi önemli travmatik olayların izlerinin bir sonraki jenerasyonlara aktarılabildiğini zaten biliyordu; fakat ilk kez mekanizmayı onu gerçekleştiren şeyle beraber gözlemleyebildiler ve daha öncesinde kabul edilenin aksine yavrularımız için genetik olarak temiz bir sayfa açılmıyor.
DNA'mız devamlı olarak epigenom olarak bildiğimiz şey boyunca çevremiz tarafından değişime uğrar. Temelde epigenetik değişiklikler, DNA'mızdaki hangi genlerin yaşamımız boyunca kullanılıp hangilerinin kullanılmayacağına etki eden değişikliklerdir. Bu durum, sağlığımız üzerinde oldukça derin bir etkiye sahip oldukları anlamına gelir. Fakat bunun öncesinde, bilim insanları tüm bu epigenetik değişimlerin (diyet ve stres seviyelerimiz gibi şeylere etki eden) sperm ve yumurta hücreleri boyunca aktarılamadığını ve her bir jenerasyonun hayata temiz bir sayfa ile başladığını düşünüyordu.
“Tüm jenerasyonlardaki bilginin, yeni döllenmiş yumurtanın gelişimini düzenlemek için daha fazla bilgi eklenmeden önce sıfırlanması gerekmektedir. Bu, bir bilgisayar diskini yeni veriler eklemeden önce temizlemeye benzer,” Azim Surani, Cambridge Üniversitesi, araştırmaya öncülük eden kişi.
Ekibin insanlardaki bu epigenetik silme sürecini tanımlaması ilk defa mümkün oldu ve bu çevresel değişikliklerin tamamında temiz bir sayfanın açılamayacağı gösterildi. Aslında araştırma, DNA'nın yaklaşık %5'inin yeniden programlamaya karşı direnç gösterdiğini ve hatalarımızın bir sonraki jenerasyona aktarıldığını ortaya çıkardı.
Araştırmacılara göre, bu silinmeye karşı dirençli genler özellikle beyin hücrelerinde aktif durumdalar ve şizofreni, obezite ve metabolik bozukluklar gibi koşullar ile de bağlantılılar.
“Çalışmamız bize, bir sonraki jenerasyona aktarılmasa da potansiyel olarak gelecekteki jenerasyonlara aktarılabilecek epigenetik bilginin potansiyel genom bölgelerinin iyi bir kaynağını verdi.” Walfred Tang, Çalışmanın başyazarı. “Şunu biliyoruz ki bu bölgelerin bazıları farelerdekiyle aynı, bu durum bize onların işlevini incelemek için büyük bir fırsat sağlayabilir.”
Cell dergisinde yayımlanan araştırma, bize iyi genlerin sağlıklı çocukları sağlamak için yeterli olmadığını gösterdi. (DNA'mızı sağlıklı bir şekilde korumamız gerektiğini de...)
Hala tam olarak neyi aktarıp neyi aktaramayacağımız hakkında öğrenmemiz gereken çok şey var ve ekip şu sıralar bu çevresel değişikliklerin birden fazla jenerasyona miras bırakılıp bırakılamayacağı üzerinde çalışmalarını sürdürüyor."
Kaynak: Biyoloji - 08 Haziran 2015
Betül Cansu, Fizikist: Bu yazı, http://www.sciencealert.com/new-evidence-suggests-you-can-p… adresinde yer alan yazının çevirisine dayanmaktadır.


(2): “Epigenetics: The Science of Change”   

(3): Epigenetik fenomen, özellikle canlıların embriyodan yetişkin bireye doğru ilerleyen gelişim sürecinde gözlemlenen, hücre farklılaşmaları sırasında ortaya çıkan gen ifadesindeki değişikliklerde önemli rol oynamaktadır.

Epigenomik, epigenetik ve genom bilimlerinin heyecan verici yeni bir dalıdır ve tek bir genden çok daha büyük bir alanda, yani tüm genom çapında, meydana gelen epigenetik modifikasyonları inceler.


(4): "3.       Çevresel etkenler ağırlık mı? Öyleyse, çevresel etkenler herkes için geçerli ve diğer her şeyle (1, 2 dahil) etkileşimli değil mi?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder