31 Temmuz 2018 Salı

TEMEL SORUN NE?


Dünyada açlık, yoksulluk, savaş, terör, bombalar, toplu intihar, katliam ve intihar vd ile yokoluşlar ve olası katil robotlar ve de doğanın katliamı? Bilim ve teknoloji gelişimi ile üstel katlanan zararlar. Bilimce her yapılabilecek olanın yapılması, öldürmelerin nasıl sonlandırılabileceği, imkansız olanı görebilme yetmezliği.

Ve her şeyin sahibi olarak yüzyıllardır var olmaya çalışan insandan gelinen; * 2017 yılı; Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, 8 milyarderin servetinin, dünya nüfusunun yaklaşık yarısının varlığına eşit olduğunu açıkladı; 426 milyar dolarlık servet, dünya genelinde 3,6 milyar kişinin varlığına denk geliyor:

 Varlıkların %50’sine sahip 8 insan ile diğer %50’sine sahip 3.6 MİLYAR insan

Tablo: Azınlığın çoğunluğa karşı ve çoğunluk sayesinde gücü elinde toplaması! 


BİLGİ: Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi’nin 2017’de yayınladığı Dünya Nüfus Tahminleri Raporu’na göre, dünya nüfusu son 12 yılda 1 milyar artarak 7,6 milyara ulaştı. 

Azınlık çoğunluk sayesinde GÜCÜ nasıl elinde topluyor?

Devam edecek..

Derleyen: A.Şükran Demiralp, 1 Ağustos 2018

22 Temmuz 2018 Pazar

Ben Çocukken ve Şimdi…



22 Temmuz 2018


Anneannemlerin ahşap evinde,
Bahçelerinde hep kediler olurdu,
Fare zehiri, böcek ilacı nedir bilinmez,
Doğal ortamda dengeler korunurdu.
Kısırlaştırma diye bir yöntem uygulanmaz,
Zaten kediler de yılda bir kereden,
Daha çok pek de doğurmaz,
Dişi – erkek dengesi korunurdu!
Yurt dışından hayvan da ithal edilmez,
Hazır mama nedir bilinmez,
Yemeklerimize kediler de ortak olurdu.
Hiç kimse, komşusunu hayvan sevmiyor,
O’nun hayvanı evime,
Bahçeme girdi diye
Şikayet etmez,
Hemen herkesin zaten en az bir kedisi olurdu.
Sadece bahçeli özel evlerde değil,
Mahallelerde, apartman aralarında da,
Kediler vd hayvanlar çocuklarla arkadaş,
Yiyeceklerimizi paylaşırdık,
Sokakta onlara evler yapardık,
Şimdilerde neler oluyor?
Dişi kediler kısırlaştırılıyor,
Kısırlaştıkça çevredeki kediler
Daha çok çoğalıyor?
Kimyasallarla böcek, fare, kertenkele
Öldürüldükçe,
Daha çok hazır mama tüketildikçe,
Hala dışarıdan hayvan ithal edildikçe,
Hayvancıklar köle gibi alınıp satıldıkça,
Şimdi neler oluyor?
Mamaların içine neler konuyor?
Neden eskiden yılda bir kez gibi doğuran hayvancıklar,
Şimdi neredeyse yılda dört kez doğuruyor?
Erkek kediler daha saldırgan,
Dişi kediler daha doğurgan,
Giderek hamile kalan çocuk kediler,
Bu tablo neyi anlatıyor?
Daha çok iyi niyetli kadın?
Daha çok dişi kedi kısırlaştırıyor..
Tablo değişiyor mu? Değişmiyor..
Yine de çaresiz, iyi niyetli daha çok kadın,
Daha çok dişi kedi kısırlaştırıyor.
Kapitalizm çarklarını
Hayvancıklar üzerinde de döndürüyor;
Satılan-alınan hayvanlar,
Satılan-alınan özel formüllü (!) mamalar,
Sürekli kısırlaştırılan,
Özellikle de dişi hayvanlar?
Ve daha çok şikayet eden insanlar?
Biz bu döngüyü kırabilecek miyiz?
Belki de, neden olmasın?

A. Şükran Demiralp, 22 Temmuz 2018


13 Temmuz 2018 Cuma

Yararlı Öyküler

Öykü -2: 

E bey, yakınımızdaki bir AVM’nin et bölümünün bir çalışanı. Bir taraftan işini özenle yaparken, diğer taraftan da ilgimi çekeceğini düşündüğü şeyler anlatır. 
Uğraşlarımızın değeri üzerine:

“Büyüklerimizden aklımda kalan bir öyküm var abla. Emekli olmuş bir amcamız sıkıntısına bir çare arar. Düşünür taşınır ve arkadaşlarına sonunda 'buldum' der:
- Limon satacağım. Müşterileri kendime bağlayacağım.
- Nasıl bağlayacaksın?
Limonları aldığım fiyata satarak.
- Aaaa, böyle nasıl kazanç sağlayabilirsin ki?
- Sağlarım, kasası bende kalacak!

'Kasa' yı nasıl değerlendirebilirseniz; artık gerisi size kalmış?

E beye teşekkürler...

Derleyen: A.Şükran Demiralp, 14 Ağustos 2018

9 Temmuz 2018 Pazartesi

Eğitim Üzerine Kaynak Araştırması ve Derlemeler...

(1):
"Rapor kapsamında iyi yönetişimin tüm bu boyutları değerlendirilmekte, ancak eğitimde eşitlik boyutuna özellikle vurgu yapılmaktadır. Raporun eğitimde eşitlik konusunu ön plana çıkarmasının temelinde yatan gerekçeler şunlardır:
• Sosyal bir devletin, eğitim de dahil olmak üzere tüm kamu hizmetlerini sağlarken sosyal adalet ilkesini gözetmesi gerekir,
• Temel bir hak olan kaliteli eğitim istisnasız herkes için sağlanmalıdır,
• Sosyal hareketliliğin başlıca araçlarından biri olan eğitimin uzun dönemde sosyoekonomik eşitsizliği azaltıcı potansiyeli en üst düzeyde kullanılmalıdır. "

Kaynak: http://www.egitimreformugirisimi.org/wp-content/uploads/2017/03/ERG_EIR_2007-1.pdf

(2)  15 Temmuz 2018'de eklendi:

Merak edilen bakan Ziya Selçuk hakkında bilmedikleriniz

Her kesimden veliye göre twit atması onun için normal bir şeydir, her önünüze atılan haberi haber sanmayın.. 

Mahiye Morgül, 11.07.2018 14:42
Eski Talim Terbiye başkanı yeni bakan Ziya Selçuk'la ilgili internette eksik-yanlış bilgiler dolaşıyor. Haber kanallarına çıkanlar ise onun icraatlarından haberleri yok. 
"Ainesi iştir kişinin lafe bakılmaz" demek lazım ve 2003-2006 arasında neler yaptı bakmak lazım. Belgeler bende var.
Hüseyin Çelik bakan, Z.Selçuk'un bacanağı Servet Özdemir İlköğretim Genel Müdürü, Amerikan SPAN eğitim danışmanlık şirketi Ankara'da YÖK Dünya Bankası Dairesinde,  Eğitim fakülteleri ise yeni Çoklu Zekacılar yetiştirme peşindeydi ve bunun başını da Talim Terbiye başkanı Ziya Selçuk çekiyordu. Gazi Eğitim Fakültesi'nde henüz profesörlüğü gelmemişken kapısındaki tabelaya Prof. eklemesiyle tanınmıştı. Ben de o dönem onun fakültesinde ve yöneticisi olduğu Vakıf İlköğretim Okulu'nda Drama Dersi ve Seminerleri verdim, oradan tanışırız. Çoklu Zekacı ya da Gardnerci olmasıyla ünlüdür. Şimdi reddediyor, nedeni çok basit; kullan at ekonomisi uyguluyor, Çoklu Zekayı kullandı eskitti yeni model eğitim evde okuma yazma 9 mizaç stili,ev okulu /tablette öğrenme, onu savunuyor şimdi. Sonra neye geçecek sormuyorum. Ancak Evde İlmihal kitabının yazarı olan mevcut Talim Terbiye Başkanı Alpaslan Durmuş ile tam uyum içinde çalışacağından eminim.  
Muhabir arkadaşların onun hakkında soru sormakta zorlanmaması için geçmişte yaptıklarıyla ilgili biraz belge sunacağım.
Ziya Selçuk 2003-2006 arasında Talim Terbiye'nin başına getirildiğinde SPAN Amerikan Eğitim Danışmanlık şirketiyle birlikte çalışıyordu. SPAN Amerikan Eğitim Danışmanları kendisine (Talim Terbiyedeki muhatabına/ Ziya Selçuk'a)  teşekkür yazdı. mahiye.com sitemde Belgeler başlığı altında, 47 sayfalık  "12 Yıllık Temel Eğitime Geçiş SPAN Programı" başlıklı belgenin son sayfasında bu teşekkürü okuyacaksınız. 
Hüseyin Çelik ile çalıştığını unutmayalım. Hüseyin Çelik'e 25.4.2005 tarihinde Emin Şirin tarafından  mecliste bu şirket soruldu.
Önerge metnini yukarıdaki adreste SPAN kitapçığının en sonunda görebilirsiniz.
......
Talim Terbiye Kurulu başkanıyken 23-27 Haziran 2004 tarihleri arasında Ziya Selçuk'un TRT 4 televizyonu aracılığıyla öğretmenlere hitaben verdiği seminer mutlaka her vatandaş  tarafından bilinmeli, tekrar tekrar okunmalı: 
Sh.15
"PİYASAYA GÖRE EĞİTİM MODELİNE GEÇİYORUZ"
Artık eğitimi piyasa belirleyecek. Bırakınız yapsınlar dönemi bitti. Eğitim toplumun ihtiyacına göre değil piyasanın ihtiyacına göre düzenlenecek. Piyasaya göre eğitim modeline geçiyoruz.”
“Tüm derslerde müfredatı hafifletiyoruz. Bu kadar çok bilgi batıda üniversitelerde veriliyor. Bilgisayar ve İngilizce ağırlıklı olacak.” “Tüm dünyada müfredat ve eğitim yeniden düzenlenirken Türkiye bunun dışında kalmamalı. Şimdiye kadar dünyada yapılmış olan eğitim reformlarını ıskaladık, bu kez başaracağız.” 
“Büyük bir projenin küçük bir parçasıdır bu anlattığımız. Büyük fotoğrafta olanları görmek lazım. Metodolojileri değiştiriyoruz. Bildiğiniz bütün doğrular değişiyor.“
“Öğrenci merkezli eğitim getiriyoruz. Görsel, işitsel, kinestetik ve dokunsal öğrenme stillerinin kullanıldığı etkinlik örnekleri hazırladık.” 
“İlköğretimde seçmeli ders sistemi getiriyoruz.“ 
“Ortaöğretimde sertifikalı diplomalılık getiriyoruz. Öğrenci birikmiş sertifikalarını getirip puan karşılığı diploma alacak.” 
“Performans (öğretmenin başarısı anlamında kullanılmış) ölçme ve değerlendirme, maaş zammı, terfi ve derecelendirme değişiyor. Teftiş sistemi değişiyor, teftiş kurulu kalkıyor. Öğretmen sınıfta teftiş edilmeyecek Herkes birbirinin gözetleyeni olacak. Veli, öğrenci, müdür, belediye başkanı ve çevrenin ileri gelenleri sicil verecek Öğretmen çevresiyle iyi ilişki içerisinde olacak.” 
“Terfi ve ödüllendirme için sınav, liyakat ve sicil puanları belirleyici olacak.”
.....
Ve Cumhuriyet gazetesi o zaman da Ziya Selçuk'a destek anlamında bir haber yapmıştı. 
11 Aralık 2004 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yer alan "MEB’den ürküten rapor; Ezber çok yorum yok" başlıklı haber incelendiğinde, yapılacak değişikliği iyi bir şeymiş gibi sunma hazırlığı hissedilmektedir. 
Kitabımda bundan da söz ediyorum ve maalesef bugün Cumhuriyet gazetesi Ziya Selçuk'u Gezi destekçisi olarak olumlayarak yazdı, oysa iki kere soru işreti konacak haberdi.
İki twitle başka alkışlayanlar da var. Çok yazık. Oysa yaptıkları yapacaklarının göstergesidir. PİYASACI Hükümet kuruldu, hem de Küresel Piyasadan geldi bu demokratik görünüşlü darbe buyruk, kansız geçtiler diye sevindirik oluyorlar, Ziya Selçuk mu kamucu... 
Her kesimden veliye göre twit atması onun için normal bir şeydir, her önünüze atılan haberi haber sanmayın.. 
Bir de kamucu devletten piyasacı devlete geçiş bu hükümetle tamamlandı bile. Biz niye bebek gak dedi bak gülücük verdi bak hallerine girdik?
2003 yılında Ankara ABD Büyükelçisi olan bir Amerikalı ne demişti, anımsatayım: "Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik, demokratik ve piyasa ekonomisine bağlı bir hukuk devleti olmasından yanayız." demişti. SOSYAL DEVLET tanımımız bitti işte. Piyasacılardan Milli Eğitim Bakanımız var, Amerika bu günü bayram ilan etmez mi?
Mahiye Morgül
Kaynak: Odatv.com

8 Temmuz 2018 Pazar

Nörolojik Öykülerden

D e N e T L e n M e; tekrar tekrar ilgili ve gönülden ilgili başkalarının da gözden geçirmesi. Hala sorun devam ediyorsa, gözden geçirenlerin de gözden geçirilmesi.
"Bir çeviri hakkında, Temmuz 2018:
Ünlü bir yayım evi ve çeviriyi yapan yabancı dille eğitim veren ünlü bir üniversiteden mezun bir klinik psikolog.
Sorun: Aşağı linkteki öyküdeki bayan S "sağır" olarak çevrilmiş.
Halbuki bayan S sonradan, büyük bir olasılıkla yaşlılığa bağlı, işitme kaybı olan 89 yaş civarı bir insan.
Öyküde "sağır" bir kişinin değil, kulakları duyan bir kişinin yaşamı anlatılıyor.
Konuyla ilgili olanlarımızın ilgisine; doğuştan işitme engelli kişilerin hiç SES duyma şansı olamıyorsa beyinlerinde müzikle de ilgili bir kayıt da olabilir mi?
Gözleri doğuştan HİÇ görmeyen birinin beyninde RENK kayıtlarının olamayacağı gibi, öyle değil mi?"

"Dolaysıyla, bayan S’de geçmişe özlem çok ciddi ve kronikti. Çünkü babası daha o doğmadan, annesi ise o daha 5 yaşında bile yokken ölmüşlerdi. Tek başına kalınca, İrlanda’dan ABD’ye, bakıcı bir teyzenin yanına gönderilmişti. Burada kısıtlar içinde büyümüştü." 
NoT:  İkinci baskısı Türkiye’de 1997 yılında yapılan bu kitabın ismini en azından şimdi vermeyeceğim. Belki sonraki baskılarında düzeltilmiştir diye? Dilerim kitabın ikinci basımı sırasında yapılmış bir hata olsun. Bu arada kitabın 1997'deki bu 2.baskısından tam 1500 adet basılmış. Bir de tükenen birinci baskı var. Keşke ben yanılıyor olsam.

5 Temmuz 2018 Perşembe

MÇ: "Kimlere 'bilim insanı' demek gerekir?"

Aşağıya başlık eklendi: "Kimlere 'sanatçı' demek gerekir?", 24 Ocak 2019


6 Temmuz 2018, özet: 

"Mart 2018, ABD, Ohio Eyalet Üniversitesi,
öğretim görevlisi Ching-Shih Chen,
kanser ilaçları konusunda çok önemli sanılan bir çok çalışmanın sahibiydi ve sahtekarlık nedeni ile görevinden ayrıldı. Ülkesi Twain'da bir enstitü başkanlığına getirildi. Büyük bir olasılıkla ABD'den ülkesine dönen büyük bir araştırmacı olarak saygı görmeye devam ediyor.

Chen'e, tedavi umudu bekleyen milyonlarca hasta için milyonlarca dolar teşvik ödenmişti. Çalıştığı üniversitede kurulan inceleme komisyonu2006 ve 2014 yılları arasında Dr. Chen'in yaptığı ve yayınladığı 8 önemli çalışmada hile yaptığını net bir biçimde ortaya koydu. Bu çalışmalar hızla geri çekildi ve yok hükmünde sayıldı. 

Komisyon Dr. Chen'in hastalara uygulamayı düşündüğü bir ilaçla ilgili çalışmasında "hasta güvenliğini hiçe sayıldığını" tesbit etti ve sonlandırdı.

Dr. Chen 2001'de, Ohio Eyalet Üniversitesi'nde göreve başladığında parlak bir bilim insanı olarak görülüyordu. Süreç içinde üniversitenin kanser araştırma başkanlığına kadar tırmanmış olup, yılda 200 000 dolar kazanıyordu. 2010 yılında üniversitenin "yılın yenilikçi bilim insanı" ünvanını bile aldı. 

ABD Ulusal Kanser Enstitüsü, araştırmalarında kullanmak üzere Dr. Chen'e  8 milyon dolar teşvik vermişti.

Dr. Chen'in geçmişinde 200' yakın üst düzey bilimsel makale bulunuyor. En sonuncusunu  Mart 2017'de aldığı bir çok patentin de sahibiydi.

Skandal Chen'in geliştirdiği bi anti kanser ilacın patentini sattığı  firmanın kamuyu açıklaması ile patladı. 

Açıklama; "Biz Chen'in elde ettiği bulguların hiç birini doğrulayamadık. Yaptığı çalışmaların hiç biri bize katkı sağlamadı. Bu ilaçla ilgili verilerin hiç biri doğru değil. Bize patentini sattığı ilaç aslında bir çöp."

Bu açıklamadan sonra kurulan üniversite komisyonu incelemeler sonucu firmanın haklı olduğu sonucuna vardı. Chen'in üniversiteye, bilim dünyasına, patenti sattığı şirkete, ona teşvik veren kurumlara, ama en önemlisi de kanser hastalarına yalan söylemişti.