17 Eylül 2012 Pazartesi

Değişken derinlikli Yazım: Bertrand Russell, Jean-Jacques Rousseau


Yazının tek boyutlu (alışılagelmiş) ifadesi için: http://asukrandemiralp1.blogspot.com/2012/09/bertrand-russell-jean-jacques-rousseau.html



03-09-2012

 

Bertrand Russell, Jean-Jacques Rousseau

 
İki boyutlu yazım ortamının iki boyutlu kullanımı. Açıklama için Bkz. http://tinyurl.com/9qezv69).

NOT:  İki boyutlu kullanım için: "kamuya açık (herkesçe serbest kullanılabilir)"

 

Kurt Gödel ve Samuel Johnson'dan
 
Kurt Gödel (KG) [*]Avusturyalı-Amerikan mantıkçı, matematikçi ve matematik felsefecisidir. Kendi ismiyle anılan Gödel'in eksliklik teoremi ile tanınır:
§Sistem aynı zamanda hem tutarlı hem de eksiksiz olamaz.
§Belitlerin (aksiyomların) tutarlılığı sistem içerisinde kanıtlanamaz.
Samuel_Johnson (SJ) [**] İngiliz yazar, şair, mizah ustası, biyograf ve sözlükbilimci. Ünlü sözlerinden:
§Bir plandan yoksunsan, başkasının planının bir parçası olursun.
§Bilmediğimiz şeyler bizi felakete sürüklemez. Bizi felakete sürükleyen şeyler gayet iyi bildiğimizi sandığımız fakat öyle olmayan şeylerdir.
 
 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
 
 
  
 
Bertrand Russell (BR) ve Jean-Jacques Rousseau(JJR)
 
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji eki, sayı: 1327-1328-1329, Bozkurt Güvenç, Osman Bahadır, Celal Şengör ve Yiğit Akçalı’nın yazılarından yola çıkan bir deneme:
 
Dünyanın 2012’deki durumuna baktığımızda geçmişten günümüze kök / temel sorun JJR, BR, ... gibi düşünürlerin üretimleri midir? Yoksa, her dönem genel nüfusa oranı düşük olan; toplumlardaki insanların nitelik [***] dokusuna bağlı olarak, gerçek düşünür / bilim adamı / sanatçı / yaratıcı özgür insan sayısı mıdır?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
[***] http://tinaztitiz.com/ linkinden alıntı; Nitelik: "Kişinin sergilediği tutum ve davranışlarını belirleyen 4 bileşendir:
1. Zihinsel yetkinliği (zeka türüne göre yetkinliği),
2. Bilgi-beceri düzeyi(eğitimi),
3. Ruhsal sağlık düzeyi,
4. Evrensel ahlâki normlar açısından düzeyi (‘zarar verme’ ilkesi).
Bu 4 bileşenin tanımladığı olguya kişinin niteliği, kişilerin niteliklerinden oluşan olguya ise toplumun nitelik dokusu denilebilir."
“Nitelik”i bu dört bileşene göre değerlendirilebilirse, sadece 1, 2, 3 / 4’de değerlendirmeye göre daha sağlam sonuçlara ulaşabilir. 3ncü madde nedeni ile gözden kaçan nitelikli insanlar değerlendirilebilir. Örnek: John Nash: Şizofren tanısı almış ünlü bir matematikçidir. Samuel Johson, Tourette Sendromu tanısı almış ünlü bir sözlük bilimci, Kurt Gödel yoğun takıntıları olan ünlü bir matematikçidir.
JJR, BR bu dünyaya gelmemiş olsalardı, dünyamız için daha mı iyi olacaktı?
 
 
 
Resmin büyük bir kısmını görebiliyor muyuz? “Üretebilen az sayıda insan ve bu üretimler içinden kendi otoritesini güçlendirecek bazılarını (işine gelenleri) sahiplenen / seçen otoriteler ve bu otoritelerin seçimlerini sorgula(ya)maksızın kabullenen, boyun eğen, üretemeyen çok sayıda insan! Dünyadaki silah üretimleri [****], petrol savaşları, GDO’lar gibi örneklerde olduğu gibi…”:
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
[****] http://www.ee.bilkent.edu.tr/~haldun/publications/ozaktas291.pdflinki, TÜKETİCİ TERCİHLERİ'nden: "...bu araştırmalar önemli ölçüde tüketicilere yönelik olmayan SİLAH gibi ürünlerin geliştirilmesi amacıyla devletler tarafından desteklenmiştir ve büyük ölçüde tüketici tercihlerini yansıtmamaktadır."
 
Ayrıca BR aynı zamanda:
“Düşünce özgürlüğü lehindeki temel sav, bütün inançlarımızın kuşku götürür olmasıdır.” Ve “Düşüncelerim için ölmeyi göze almam çünkü yanılıyor olabilirim.” [2] de demiştir.
 
 
 
 
 
 
 
 
[2] http://tr.wikiquote.org/wiki/Bertrand_Russell ve“BR, Sorgulayan Denemeler” kitabı
"Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev Fransız düşünür Jean-Jacques Rousseau tarafından 1750 yılında Dijon Akademisi’nin açtığı yarışmada “ Bilimlerin ve sanatların gelişmesi ahlakın düzelmesine yardım etmiş midir?” sorusuna yanıt olarak yazılmış çalışmadır. Rousseau yarışma sorusuna doğrudan “hayır”cevabını vermiştir." [3]
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Fransız Dijon Akademisi neden “ Bilimlerin ve sanatların gelişmesi ahlakın düzelmesine yardım etmiş midir?” başlıklı bir yarışma düzenlemiştir?
 
 
 
Ve neden bu yarışmada JJR “hayır”yanıtı ile birincilik ödülü almıştır?
 
Artık eskiye göre otoritelerin etkisinden kurtulmaya başlayan sanatın ve gelişen bilimin yüzyıllarca daha ahlaklı olmayı sağlayamayan dinin yerini alacağı kuşkusu var mıdır?
 
 
 
Günümüzde gelinen noktalardan biri de, ödüller ve cezaların yönettiği bir dünyada, “ödül” ve “ceza”nın yozlaşmadaki payının ihmal edilebildiğidir.
 
 
Ödül kazanan görüş, birden diğer görüşler üzerinde egemenlik kurabilmekte, “Bilimin bir anlık olabilmesi (BR)”görüşündeki“an”ları çook uzatabilmektedir.
 
Günümüzde gelişen bilime rağmen, bilimsel düşünce; bilimsel şüphecilik, toplum katmanlarına yayılamamıştır. Bu nedenle topluma rol-model olacak kişilerin _ genel nitelik dokusunun iyileşebilmesi için_ etik kurallara ve bilimsel şüpheciliğe önce kendilerinin uymaları beklenir.
 
 
 
Dolaysıyla toplumların nitelik dokusunu iyileştirmenin yolu, akademisyenlerin kendi aralarında JJR’ci / BR’ci vbg. taraflara bölünerek “atışmaları” olmasa gerekir. Toplum zaten kendi içinde böyle bir tarafa sıkı sıkıya sarılarak bölünmüyor mu?
 
 
İnsanlar en ufak bir kışkırtmada “elmacı, armutçu” gibi “taraf” olmaya hazır beklemekteler.
 
 
JJR 1700’lü yıllarda bilim ve sanatı yeterince değerlendirememiş olabilir.
 
 
 
 
BR, 1900’lü yıllarda tüm şüpheciliğine ve otoritelere karşı bir tavır izlemesine rağmen dünya barışı için bir otorite kurulması çelişkisine düşmüş olabilir.
 
 
 
 
2000’li yıllarda “bizler” neler yapıyoruz???
 
 
 
Yapılması gereken, şimdilik, benim bildiğim kadarıyla şimdiye dek gerçek anlamda yapıl(a)mamış olanlardır, örneğin:
·“Kalıpların Sorgulanması” [4]
·Toplumlardaki insanların tüm otorite ve korkulardan sıyrılarak sorgulamaya; “soru sormaya” teşvik edilmeleri [5]
·Etik değerlerin yerleşmesi için önce milletin vekillerinin örnek tavır sergilemeye öncü olabilmeleri [6]
 
 
 
 
 
 
 
 
 
[5] M.Tınaz Titiz, SORUNLARIN İNTİKAMI kitabı, Korkmama özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerin birinci sırasında yer alıp, bu aslında “haklarını kullanmaktan korkmama özgürlüğü”dür.
 
 
EK:
Akademisyen / uzman olmayan toplumdan bir kişi olarak yapmaya çalıştığım:
·Genel olarak her türlü üretim için kurguyu öznelleştirmeden "O kişi", "O konu",..., ile ilgili gözden kaçmış önemli bir yanı, gerçeği, yanılgıyı, ..., gözönüne serme çabasındayım.
·Etik değerleri önemli buluyorum.
·Geniş kitlelere nasıl bir iz bırakabileceğinin analizini yapabilmeye çalışıyorum.
·Her türlü nesnel eleştiriye de açığım.
 
Yazının sonu:
·http://tr.wikipedia.org/wiki/Jean-Jacques_Roussea‘ 1700’lü yıllardan:"Erdem ile bilgisizlik ve erdemsizlikle bilgi arasında bağlantı kuran Rousseau bilginin erdem üzerinde olumlu hiçbir katkısı olmadığını savunur ve bunu şu örnekle açıklar: ' Fizikçilerimiz, matematikçilerimiz, kimyacılarımız, astronomlarımız, şairlerimiz, müzikçileriz, ressamlarımız var ama değerli yurttaşlarımız yok.' "
·M.Tınaz Titiz, SORUNLARIN İNTİKAMI kitabı, SAHTE SANATLAR TOPLUMU'undan lıntı, 2000’li yıllar: "..Örneğin sahte politikacı, sahte bilim adamı, sahte ekonomist ve sahte sanatçı öyle bir birlik kurmaktadırlar ki, birisine dokunduğunuz zaman hepsinin sesi çıkmakta, hepsi birbirini kollamaktadır. Çünkü bütün bu kesimler, varlıklarını ancak birbirinin desteği ile mümkün olabileceğinin bilincindedirler. Buradan şu anlaşılmaktadır: Eğer bu kesimlerden birisi yerine, gerçeği geçebilse, diğerleri dayanıksız kalacaktır."
· Prof. Dr. Mehmet Şener, 31 -8-2012, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji eki, ÇOK DİSİPLİNLİ ETİK KONGRESİNİN ARDINDAN yazısından alıntı, 2000’li yıllar: ".....Bir insanın etik temelde sorgulayabilmesi için, o insanın iradesinin herhangi bir otoritenin vesayeti / baskısı altında kalmadan karar verme özgürlüğüne sahip olması, nasıl davranacağı konusunda seçeneklerinin elinden alınmış olmaması gerekmektedir."
 
 
 



 
Teşekkür:
Cumhuriyet Gazetesi Bilim ve Teknoloji Dergisi ekibine ve Beyaz Nokta Gelişim Vakfı'na: Toplumu sorgulamaya teşvik ettikleri için.
Saygılarımla,
A.Şükran Demiralp
 
 




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder