3 Temmuz 2013 Çarşamba

KISIR DÖNGÜLER NASIL KIRILABİLİR?



Geçmişten günümüze siyaset aynı kısır döngüsünde devam ediyor diyebiliriz. Siyasiler ve seçmenleri arasındaki bu kısır döngü, seçmenin davranışı ve sonuç olarak ele alınırsa “yağmurdan kaçarken doluya yakalanmak” denilebilir.

Aşağıda, bir gazetedeki köşe yazısından "alıntıların" da bulunduğu maddelere göz atınca, yıllardır bazı seçmen davranışı olarak somut gibi görünen “Hangi partiye oy verMEyeceğini bilmek” gerisini bilememek / bilebilmek için irdeleyememek olarak görünüyor. Görüşü, inancı vbg ne olursa olsun, herhangi bir seçmen nesnel değerlendirebiliyorsa, aşağıdaki seçmenin vardığı sonuçlara yaklaşabilir:  

1.       Teknolojiyi üreten kim? Satın alan kim? Türkiye’nin hedefi neydi?

2.       "Frensiz araba ile yola çıkılırsa ne olur?"

3.      İktidar / muhalefet; kim ne derse: ”.. Bu mesele olmuş mu, olmamış mı? Her şey olabilir, çeşit çeşit insan var bu ülkede. Sürekli aynı mesele söylenirse ne olur?" (Yaraları kaşımak gibi) Dolduruşa gelenler neler yapabilir? Amaç ne olmalıdır?  BÜTÜN’nün hakları ihmal edilirse neler olur? Hani nerede o BÜTÜN’e değer veren KONUŞMALAR?

4.       “Dün neydi, bugün ne?”

5.      "Ben tüm seçimlerde X partisine oy verdim... 'Şimdi kime oy vereceğim?' Bilmiyorum. Bundan sonra X partisine asla oy vermeyeceğim, bunu biliyorum.”

6.      "Yanıtlanamayan sorular, iktidarların kanseridir." Bu kanserler ülke bütünlüğüne metastaz yapmadan; yayılmadan, neler yapılabilir?

7.      "Kendine göre tartısı olan bir insanım. X Partisi’ne oy verdim ama ihanete uğradım. Ben önce çalışıyorum, sonra ay sonunda maaşımı alıyorum. Maaş peşin verilmiyor ama oy peşin veriliyor. Maaşımı peşin almışım sonra sözleşme görevlerimi yerine getirmemişim, hatta tam tersi davranmışım. Bu da öyle bir şey işte."

BU DURUMDA BU ZAMANA DEK YAPILANLAR DIŞINDA FARKLI BİR ŞEYLER YAPMAK GEREK. SEÇMEN SEÇİLENİ KENDİNİ TEMSİL EDECEK DİYE SEÇİYOR. SEÇİLENİN VERDİĞİ SÖZDE DURMASI İÇİN SÖZ VERMESİ GEREKLİ AMA, YETERLİ OLMADIĞI AŞİKAR. YETERLİLİK İÇİN ÖZELLİKLE YUKARIDAKİ 7NCİ MADDE HEPİMİZ İÇİN _MİLLETVEKİLLERİ DAHİL_ GEÇERLİ OLABİLMELİ DİYORSANIZ, NELER YAPABİLİRİZ?

A.Şükran Demiralp

http://bit.ly/Z23P6F linkinden BİR ÖNERİ: Milletvekili yemini, halkın oylarıyla seçilecek olanların uymayı taahhüt ettikleri kapsayıcı ve de çok değerli bir etik güvence’dir.

Bununla beraber, bu etik güvence’yi gündelik siyaset yaşamının uygulamalarına tercüme edebilecek daha somut, daha denetlenebilir güvencelerle desteklemek de en az birincisi kadar değerli ve gereklidir.

Ama esas kazanç, güvence veren ve ona uyabilen az sayıda da olsa seçilmişin yaratacağı ahlaki değer tabanı olacaktır. Bu tabanı inşa etmeden siyaseti, kurumlarını, o kurumlarda görev alanları eleştirebiliyoruz. Bunun bir yararı olmadığını, yarar sağlamak bir yana, toplumun düzgün insanlarının siyasetten bucak bucak kaçarak siyasetin gerçekten kirli bir iş olarak tescil edilmesine yol açtığını artık görebilmeliyiz.” 

2 yorum:

  1. Milletvekillerine tanınan haklar o kadar fazla ki, sanki seçilince bir zırhla kaplanıyorlar. halkla içiçe oldukları sürece sözlerini tutmaları daha kolay olur ama kopuk olunca söz falan kalmaz ortada diye düşünüyorum.:)

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Gül,Peki, önerilerin nelerdir?

    Sorular:
    1-)Seçmenler ne istediklerinin bilincine nasıl ulaşabilir ve bu bilinçle belirlediği ihtiyaçlarını seçilmeye aday olanlara en doğru biçimde nasıl aktarabilir?
    2-)Seçilmişleri denetlemenin somut ve kısa yolları neler olabilir?
    3-)Kültürümüzün, eğitim sistemimizin seçmen ve seçilen davranışlarına etkileri konusunda düşüncelerin nelerdir?

    YanıtlaSil