23 Ekim 2012 Salı

Ezber Kalıpları İçin İrdelemeler


23-10-2012


Ezber kalıplarını seçebilmek ve irdeleyebilmek için irdelemeler

İki boyutlu yazım ortamının iki boyutlu kullanımı. Açıklama için Bkz. http://tinyurl.com/9qezv69

 
Neler ezber kalıbı değildir?
 
Yaygın bir söylem olmamakla birlikte, herhangi yaygın bir sonuca bakarak vardığımız yargılarımız, eleştirilerimiz, övgülerimiz ise birer ezber kalıbı değildir.
 
 
 
 
 
Örnek: Trafikteki anormal ölçüdeki can ve mal kayıpları yaygın bir sonuçtur. Eğer bu sonuçları irdeleyen kişiler şöyle yargılara varıyorlarsa:
  • Saygılaşım eksiği trafik kazalarının nedenidir veya
  • Bu iktidar trafiği de yönetemiyor veya
  • Bu kadar çok araç trafiğe çıkarsa olacağı budur vb
bunlar yaygın birer yargı değildir.
 
 
Kaynak: M.Tınaz Titiz
 
 
 
Neler ezber kalıbı olabilir?
 
Her türlü yargı ifadesi birer kalıp ise de, ancak toplumda ya da yeter büyüklükteki bir kesiminde yaygın ise, ezber kalıbı olarak değerlendirilebilir.
 
 
.
 
 
 
 
 
 
"Cezalar caydırıcı olsa kazalar azalır" oldukça yaygın –ve hemen her sorunun çözümü için- bir ezber kalıbıdır.
 
 
 
 
 
 
 
 
Soru üretimi ile ilgili anahtar:
Sorgulamanın amacı, "isimlendirmelerin dışındaki yargıların koşulsuz olmadıklarını, mutlak yargılardan kaçınmanın gerekliğini gösterebilmek ve bu yolla sorgulamaya dayalı düşünme kültürünü yerleştirmek"tir.
Bu yolla, toplumda uzlaşma kültürü de dahil olmak üzere birçok olumluluk doğacağı varsayılmaktadır. Bu durumda, bir ezber kalıbının koşulsuz olmadığını ortaya açıkça koyabilmek için sorular sorulmalıdır.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Özet: Soru üretmekte zorlanıyor iseniz doğrudan şu soruyu da sorabilirsiniz: Bu ezber kalıbının ön-koşul(lar)ı nelerdir?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Örnek: "Cezalar caydırıcı olsa kazalar azalır" ezber kalıbı.
Bu yargının doğru olabilmesinin en önemli ön-koşulu nedir? Sürücü davranışlarını kontrol eden tek öğenin "cezalardan en az zarar görmek" olması.
O halde sorulabilecek soru şu olabilir:
 
 
 
Psikotik sorunlu sürücüler için trafik cezaları etkili midir? (Bu soru'nun tetikleyebileceği yeni bakış açısı, "kurallara uymayan sürücülere ceza kesmekle yetinilmeyip, kusurların bir veri tabanında tutulması ve tekrarlanması halinde sürücünün ruhsal sağlığının incelenmesi yoluna gidilmesi" olabilir.
 
Buna göre, ilk bakışta koşulsuz gibi görünen ezber kalıbının en azından bir ön-koşlunun bulunduğu ve cezaların ancak rasyonel davranış sahipleri için geçerli olabileceği; insan davranışları içinde ise çokça irrasyonel davranış bulunması nedeniyle bu yolla kazaların fazlaca azaltılamayacağı bakış açısı ortaya konulabilirdi.
 
 
 
Örnek uygulama: “Savaş kaçınılmazdır” bir yaygın kalıp mıdır?
 
Hemen her savaş öncesi; Dünya Savaşları’nda da olduğu gibi, “artık savaş kaçınılmazdı” şeklinde yargılar söz konusu. “Savaş kaçınılmaz” diyen yargı, nedenlerini irdelemeden ezbere bir kabul / koşullanmadır.

Bu yargı yaygın bir kalıp mıdır?

Varsayıyorum ki yaygın bir kalıptır.

 
Savaşa karşı olan bilim insanları / adamları / kadınları bu konuya nasıl yaklaşmışlar:
 
 
 
A.Şükran Demiralp




















 




 
Sosyal bilimci Alfie Kahn: “Savaşların olmadığı dönemler”in iyi analiz edilmesini vurguluyor.
 
 
Ön koşul:  Savaşların olmadığı dönemler iyi analiz edilmezse, savaşlar kaçınımazdır
 
 
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Eki, 18 Mayıs 2012, sayı: 1313
Reyhan Oksay
 
 
Antropolog Margaret  Mead;  kültürel etkilerin, genetik etkiler kadar önemli olduğunu ilk kez duyuran kişidir. Samoa, Papua Yeni Gine ve Endonezya ile ilgili ilginç çalışmalar yapan Margaret Mead’i bilim dünyasında öne çıkaran, birey ile kültürel örüntü arasındaki sıkı ilişki, kişiliğin erken yaşlarda toplum tarafından biçimlendirildiği ve Batılı toplumlardaki özelliklerin evrensel olmadığı vurgusudur.
 
 
Ön koşul: “Kültürel etkiler önemsenmezse, savaşlar kaçınılmazdır.”
 
 
 
Profesör William Hathaway : “Kapitalizm sömürüye dayalı sosyal ve ekonomik bir sistem olduğu için sömürüye yatkın kişilikler iktidarı ele geçiriyor. Bu kişiler dünyayı saldırgan gözlükler ardından gözlüyor. Dolayısıyla savaşların kaçınılmaz olduğu fikrine inanıyor ve savunuyorlar. Dolayısıyla bu görüş besledikleri büyük orduların da yadırganmamasını sağlıyor. Bu insanların ataları, eskiden başka saçmalıkların propagandasını yaparak iktidarlarını pekiştiriyorlardı. Bunlar neydi? “Kralların kulları üzerinde Tanrısal bir hakkı vardır”; “Beyazlar zencilerden üstündür”; “Kadınlar erkeklere boyun eğmelidir vb..”. İnsanoğlu zaman içinde bu saçmalıkları bir ölçüye kadar aşmayı başardı. Savaşların kaçınılmaz olduğu saçmalığını da bir gün aşacaktır.,
 
 
Ön koşul: “Savaşların kaçınılmaz olduğu fikrine inanıp savunarak büyük ordular beslendikleri sürece, savaşlar kaçınılmazdır.”
 
 
 
Teorik fizikçi Albert Einstein: 
·         Büyük güce sahip egemen devletler olduğu sürece savaş kaçınılmazdır.
·         Aynı anda hem savaşa hazırlanıp, hem de savaşı önleyemezsiniz. Veya savaşa hazırlandığınız sürece savaş kaçınılmazdır.”
 
 
 
 
 
·         Ön Koşul: "Büyük güce sahip egemen devletler olduğu sürece"
·         Ön Koşul: "savaşa hazırlandığınız sürece"
 
 
 
 
B. Russell (BR):
·         Dünyayı savaş tehlikesinden koruyacak tek bir yol vardır; dünya çapında yetkiye sahip olacak ve dünyada bütün silahların tekelini elinde bulunduracak bir tek otoritenin kurulması
 
 
 
 
Ön Koşul: "dünya çapında yetkiye sahip olacak ve dünyada bütün silahların tekelini elinde bulunduracak bir tek otoritenin kurulması" gerçekleşmediği sürece savaş kaçınılmazdır.
 
 
Bertrand Russell, "Sorgulayan Denemeler" kitabı

_ Bence BR, tüm şüpheciliğine ve otoritelere karşı bir tavır izlemesine rağmen dünya barışı için bir otorite kurulması çelişkisine düşmüştür. Dünya otoritelerin buyruğundan sıyrılıp, işbirlikçi / dayanışmacı düzene geçebilmeyi deneyebilmelidir._

Bir arkadaşımdan:
  1. "Çok net olarak: "halkın iradesi ve dilinde", "savaş kaçınılmazdır" diye de bir yargı yok."
  2. "Çok net olarak : Çok az sayıda kişinin dilinde "savaş kaçınılmazdır" yargısı var."
  3. "Çok net olarak: Çok sayıda kişi savaşa karşı






 
 
 



















 “Savaş kaçınılmaz”ı yaygın kalıp varsayımımdan "Çok net olarak : Çok az sayıda kişinin dilinde 'savaş kaçınılmazdır" yargısı var.' nedeni ile vazgeçiyorum. Bu nedenle "savaş kaçınılmazı" yaygın kabul ettiğim yazıları soluğa çevirip yan sütuna taşıdım.



























 

 

































Bu kalıp için,“Neler sorulabilmeli?” ki "Yerleşik kalıptakinden farklı hangi bakış açısının ortaya çıkmasını tetikleyebilsin?" için Şimdi Tınaz Titiz’in yöntemini uygulamaya çalıştım:
T.Titiz: “Soru üretmekte zorlanıyor iseniz doğrudan şu soruyu da sorabilirsiniz: Bu ezber kalıbının ön-koşul(lar)ı nelerdir?”
Eğer varsayımım doğru olsaydı, ön koşullar yukarıdaki örneklerde işlendi.
Olası tetikleyici soru: “Savaşı kaçınılmaz yapan nedenler; ön koşullar neler olabilir?” sorusu yukarıdaki gibi farklı bakış açılarını tetikleyebilir.

“Savaşın kaçınılmazlığı”nı koşulsuz kabul etmek yerine, savaşı yaratan koşulları irdelemeğe daha çok kişinin katılımını dilerim

Yazının sonu:

Çok az sayıda kişinin dilinde "savaş kaçınılmazdır"  yargısı olduğu / "savaş kaçınılmaz" yaygın bir yargı olmadığı halde bu "çok az sayıda kişi" nasıl oluyor da dünyanın gidişini etkileyebiliyor?

Savaşları yaratan koşulları irdelemeğe daha çok kişinin katılımını dilerim.
 
 
 

http://asukrandemiralpkuskusuzluk.blogspot.com/?view=sidebar

http://www.ezberkaliplarinisorgula.com/duyurular/ezber-kaliplari-icin-nasil-soru-uretilebilir/























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder