Yazının tek boyutlu (alışılagelmiş) ifadesi için: http://asukrandemiralp1.blogspot.com/2012/09/bertrand-russell-jean-jacques-rousseau.html
03-09-2012
Bertrand Russell, Jean-Jacques Rousseau
İki boyutlu yazım ortamının iki boyutlu kullanımı.
Açıklama için Bkz. http://tinyurl.com/9qezv69).
NOT: İki boyutlu kullanım için: "kamuya açık (herkesçe serbest kullanılabilir)"
NOT: İki boyutlu kullanım için: "kamuya açık (herkesçe serbest kullanılabilir)"
Kurt Gödel ve Samuel
Johnson'dan
Kurt
Gödel (KG) [*]Avusturyalı-Amerikan mantıkçı, matematikçi ve
matematik felsefecisidir. Kendi ismiyle anılan Gödel'in
eksliklik teoremi ile tanınır:
§Sistem aynı zamanda hem tutarlı hem de eksiksiz olamaz.
§Belitlerin (aksiyomların) tutarlılığı sistem içerisinde kanıtlanamaz.
Samuel_Johnson
(SJ) [**] İngiliz yazar, şair, mizah ustası, biyograf ve sözlükbilimci. Ünlü
sözlerinden:
§Bir plandan yoksunsan, başkasının planının bir parçası olursun.
§Bilmediğimiz şeyler bizi felakete sürüklemez. Bizi felakete sürükleyen
şeyler gayet iyi bildiğimizi sandığımız fakat öyle olmayan şeylerdir.
|
||
Bertrand Russell
(BR) ve Jean-Jacques Rousseau(JJR)
Cumhuriyet
Bilim ve Teknoloji eki, sayı: 1327-1328-1329, Bozkurt Güvenç, Osman Bahadır,
Celal Şengör ve Yiğit Akçalı’nın yazılarından yola çıkan bir deneme:
Dünyanın 2012’deki durumuna baktığımızda geçmişten günümüze kök / temel sorun JJR, BR, ... gibi düşünürlerin
üretimleri midir? Yoksa, her dönem genel nüfusa oranı düşük olan;
toplumlardaki insanların nitelik [***] dokusuna bağlı olarak, gerçek düşünür / bilim adamı
/ sanatçı / yaratıcı özgür insan sayısı mıdır?
|
[***] http://tinaztitiz.com/
linkinden alıntı; Nitelik: "Kişinin sergilediği tutum ve davranışlarını
belirleyen 4 bileşendir:
1. Zihinsel
yetkinliği (zeka türüne göre yetkinliği),
2. Bilgi-beceri
düzeyi(eğitimi),
3. Ruhsal sağlık
düzeyi,
4. Evrensel ahlâki
normlar açısından düzeyi (‘zarar verme’ ilkesi).
Bu 4 bileşenin
tanımladığı olguya kişinin niteliği, kişilerin niteliklerinden oluşan olguya
ise toplumun nitelik dokusu denilebilir."
“Nitelik”i bu dört
bileşene göre değerlendirilebilirse, sadece 1, 2, 3 / 4’de değerlendirmeye
göre daha sağlam sonuçlara ulaşabilir. 3ncü madde nedeni ile gözden kaçan
nitelikli insanlar değerlendirilebilir. Örnek: John Nash: Şizofren tanısı
almış ünlü bir matematikçidir. Samuel Johson, Tourette Sendromu tanısı almış ünlü
bir sözlük bilimci, Kurt Gödel yoğun takıntıları olan ünlü bir
matematikçidir.
|
|
JJR, BR bu dünyaya gelmemiş olsalardı, dünyamız için daha mı iyi
olacaktı?
|
||
Resmin büyük bir kısmını görebiliyor muyuz? “Üretebilen az sayıda insan
ve bu üretimler içinden kendi otoritesini güçlendirecek bazılarını (işine
gelenleri) sahiplenen / seçen otoriteler ve bu otoritelerin seçimlerini sorgula(ya)maksızın
kabullenen, boyun eğen, üretemeyen çok sayıda insan! Dünyadaki silah
üretimleri [****], petrol savaşları, GDO’lar gibi örneklerde olduğu gibi…”:
|
[****] http://www.ee.bilkent.edu.tr/~haldun/publications/ozaktas291.pdflinki, TÜKETİCİ TERCİHLERİ'nden: "...bu araştırmalar önemli ölçüde
tüketicilere yönelik olmayan SİLAH gibi ürünlerin geliştirilmesi amacıyla
devletler tarafından desteklenmiştir ve büyük ölçüde tüketici
tercihlerini yansıtmamaktadır."
|
|
Ayrıca BR aynı
zamanda:
“Düşünce özgürlüğü
lehindeki temel sav, bütün inançlarımızın kuşku götürür olmasıdır.” Ve
“Düşüncelerim için ölmeyi göze almam çünkü yanılıyor olabilirim.” [2] de
demiştir.
|
||
"Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev Fransız düşünür Jean-Jacques
Rousseau tarafından 1750 yılında Dijon Akademisi’nin açtığı yarışmada “ Bilimlerin
ve sanatların gelişmesi ahlakın düzelmesine yardım etmiş midir?” sorusuna
yanıt olarak yazılmış çalışmadır. Rousseau yarışma sorusuna doğrudan
“hayır”cevabını vermiştir." [3]
|
||
Fransız Dijon
Akademisi neden “ Bilimlerin ve sanatların gelişmesi ahlakın düzelmesine
yardım etmiş midir?” başlıklı bir yarışma düzenlemiştir?
|
||
Ve neden bu yarışmada JJR “hayır”yanıtı ile
birincilik ödülü almıştır?
|
||
Artık eskiye göre
otoritelerin etkisinden kurtulmaya başlayan sanatın ve gelişen bilimin
yüzyıllarca daha ahlaklı olmayı sağlayamayan dinin yerini alacağı kuşkusu var
mıdır?
|
||
Günümüzde gelinen noktalardan biri de, ödüller ve cezaların yönettiği bir
dünyada, “ödül” ve “ceza”nın yozlaşmadaki payının ihmal edilebildiğidir.
|
||
Ödül kazanan görüş,
birden diğer görüşler üzerinde egemenlik kurabilmekte, “Bilimin bir anlık
olabilmesi (BR)”görüşündeki“an”ları çook uzatabilmektedir.
|
||
Günümüzde gelişen
bilime rağmen, bilimsel düşünce; bilimsel şüphecilik, toplum katmanlarına
yayılamamıştır. Bu nedenle topluma rol-model olacak kişilerin _ genel nitelik
dokusunun iyileşebilmesi için_ etik kurallara ve bilimsel şüpheciliğe önce
kendilerinin uymaları beklenir.
|
||
Dolaysıyla toplumların nitelik dokusunu
iyileştirmenin yolu, akademisyenlerin kendi aralarında JJR’ci / BR’ci vbg.
taraflara bölünerek “atışmaları” olmasa gerekir. Toplum zaten kendi içinde
böyle bir tarafa sıkı sıkıya sarılarak bölünmüyor mu?
|
||
İnsanlar en ufak bir
kışkırtmada “elmacı, armutçu” gibi “taraf” olmaya hazır beklemekteler.
|
||
JJR 1700’lü yıllarda
bilim ve sanatı yeterince değerlendirememiş olabilir.
|
||
BR, 1900’lü yıllarda
tüm şüpheciliğine ve otoritelere karşı bir tavır izlemesine rağmen dünya
barışı için bir otorite kurulması çelişkisine düşmüş olabilir.
|
||
2000’li yıllarda
“bizler” neler yapıyoruz???
|
||
Yapılması gereken,
şimdilik, benim bildiğim kadarıyla şimdiye dek gerçek anlamda yapıl(a)mamış
olanlardır, örneğin:
·“Kalıpların
Sorgulanması” [4]
·Toplumlardaki
insanların tüm otorite ve korkulardan sıyrılarak sorgulamaya; “soru sormaya”
teşvik edilmeleri [5]
·Etik değerlerin
yerleşmesi için önce milletin vekillerinin örnek tavır sergilemeye öncü olabilmeleri
[6]
|
[5] M.Tınaz Titiz, SORUNLARIN İNTİKAMI kitabı, Korkmama özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerin birinci sırasında yer
alıp, bu aslında “haklarını kullanmaktan korkmama özgürlüğü”dür.
|
|
EK:
Akademisyen / uzman
olmayan toplumdan bir kişi olarak yapmaya çalıştığım:
·Genel olarak
her türlü üretim için kurguyu öznelleştirmeden "O kişi", "O
konu",..., ile ilgili gözden kaçmış önemli bir yanı, gerçeği, yanılgıyı,
..., gözönüne serme çabasındayım.
·Etik
değerleri önemli buluyorum.
·Geniş
kitlelere nasıl bir iz bırakabileceğinin analizini yapabilmeye çalışıyorum.
·Her türlü
nesnel eleştiriye de açığım.
|
||
Yazının sonu:
·http://tr.wikipedia.org/wiki/Jean-Jacques_Roussea‘
1700’lü yıllardan:"Erdem ile bilgisizlik ve erdemsizlikle bilgi arasında
bağlantı kuran Rousseau bilginin erdem üzerinde olumlu hiçbir katkısı
olmadığını savunur ve bunu şu örnekle açıklar: ' Fizikçilerimiz,
matematikçilerimiz, kimyacılarımız, astronomlarımız, şairlerimiz,
müzikçileriz, ressamlarımız var ama değerli yurttaşlarımız yok.' "
·M.Tınaz
Titiz, SORUNLARIN İNTİKAMI kitabı, SAHTE SANATLAR TOPLUMU'undan lıntı,
2000’li yıllar: "..Örneğin sahte politikacı, sahte bilim adamı, sahte
ekonomist ve sahte sanatçı öyle bir birlik kurmaktadırlar ki, birisine
dokunduğunuz zaman hepsinin sesi çıkmakta, hepsi birbirini kollamaktadır.
Çünkü bütün bu kesimler, varlıklarını ancak birbirinin desteği ile mümkün
olabileceğinin bilincindedirler. Buradan şu anlaşılmaktadır: Eğer bu
kesimlerden birisi yerine, gerçeği geçebilse, diğerleri dayanıksız
kalacaktır."
· Prof. Dr. Mehmet Şener, 31 -8-2012, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji eki, ÇOK
DİSİPLİNLİ ETİK KONGRESİNİN ARDINDAN yazısından alıntı, 2000’li yıllar:
".....Bir insanın etik temelde sorgulayabilmesi için, o insanın
iradesinin herhangi bir otoritenin vesayeti / baskısı altında kalmadan karar
verme özgürlüğüne sahip olması, nasıl davranacağı konusunda seçeneklerinin
elinden alınmış olmaması gerekmektedir."
|
Teşekkür:
Cumhuriyet Gazetesi Bilim ve Teknoloji Dergisi ekibine ve Beyaz Nokta Gelişim Vakfı'na: Toplumu sorgulamaya teşvik ettikleri
için.
Saygılarımla,
A.Şükran Demiralp
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder